30 Ocak 2014 Perşembe

Kısa Bir Ara



Geçtiğimiz hafta hiç yeni tarif koyamadım maalesef. Bir hafta daha yazamayacağım. Ancak sebebi güzel. Ve bana çok heyecan veriyor. On günlüğüne aile arkadaşlarımızı ziyarete İngiltere'ye gidiyoruz. Londra'nın değişik yerlerinde kalma fırsatım olacak, hem evde, hem dışarıda sofralara oturacağım. Daha önce gidip gezdiğim halde ilk kez İngiltere'de lokal bir deneyim yaşayacağımı düşünmek beni heyecanlandırıyor açıkçası. Yediğim yemeklerden, tattığım lezzetlerden, geleneksel İngiliz mutfağından örneklerle, bol resimler ve yeni tariflerle döneceğim. Daha önceki İngiltere seyahatlerimden ve eşimden tavsiyelerle küçük bir liste yaptım. Gezip görülenlerden çok tadılanları paylaşacağımı göz önüne alırsak, kısa listem şöyle:
1. İyi bir Hint yemeği yemek. Hatta birkaç kere yemek. :)
2. Bir öğlen atıştırmalığı olarak Fish&Chips, daha doğrusu Cod&Chips almak!
3. Pimm's içmek.
4. Yerel bir pub'da 'Full English roast' yemek.
5. Eat kafeler zincirinde taze sandviç ve 'This Water' adıyla satılan o renkli az meyveli sulardan içmek (mümkünse her gün).
6. Cadbury's sütlü çikolata, Cadbury's karamelli çikolata, Cadbury's fındıklı çikolata; en büyük paketteki Cadbury's çikolatayı yemek.
7. En sevdiğim şey değil ama, gitmişken adet yerini bulsun diye, soğuk kış sabahında bir İngiliz kahvaltısı etmek: Çırpılmış yumurta, bacon, kızarmış ekmek, tereyağı, pişmiş fasülye, ızgara domates, sosis ve en koyusundan Twinings kahvaltı çayı.
8. Tesco, Sainsbury's, Waitrose ya da M&S'ten bir market alışverişi. Benim seyahatlerden hatıralık eşya anlayışım bu.

 Kızarmış balık ve patates, kağıtta. Üstüne muhakkak sirke ve tuz. =)
 İngilizler'in pazar günü pub klasiği yemekleri: Fırında et, gravy sos, fırında patates, buharda bezelye ve havuç, Yorkshire pudding -ki son anda pişip sönmemesi için sıcak servis yapılan bu leziz hamurişinin tarifini döner dönmez paylaşacağım. 

Beyaz peynirli, zeytinli, taze domatesli ve kekikli Akdeniz kahvaltısını bin kere yeğlerim ama yukarda da söylediğim gibi, madem gittik, adet yerini bulsun. :) Bol protein alalım da gün boyu yorulmayalım.
 Sütlü çikolatasına hayranım. Acaba buralarda satmak çok mu pahalıya patlıyor. Bir ara Kent çikolata birçak ürününü getiriyordu diye hatırlıyorum?
Meyve suyu mu içki mi; aslında içki ama öyle hafif ve şahane ki. :)

26 Ocak 2014 Pazar

Tadıp Sevdiklerim - 3

Arkadaşlarla çay içmenin tadına doyamayan bir ben miyim? Bir fincan çay ve bir tatlı. Yanında tatlı bir sohbet. Yanında tatlı yakınlarım. Ve tatlı bir sofra. Kardeşim dün bize bu nefis elmalı kurabiyeleri hazırlamış. Hayatımda tattığım en çıtır, kıtır, gevrek tatlı hamuru. Tarifini, Oktay Usta'nın internetteki tariflerinden bulduğunu söyledi. Uygulama çok başarılıydı. Bu kıvamı tutturmak için içine koyduğu margarin miktarını sormadık, sadece bu nefis tadın keyfini çıkardık. Elmalı, kuru üzümlü, tarçınlı ve dışı pudra şekerli bu klasik tarifi uzun zamandır bu kadar iştahla yememiştim. Sofranın tatlılığı da bahsetmeye değer ancak hepsinden ötesi değerli bulduğum, bu lezzetleri paylaştığımız arkadaşımın tatlı dili, kardeşimin güzel misafirperverliğiydi. Kurabiyelerin mutlu bir fırından çıktığı belliydi.

 Bu nefis sunuma hayır demek zaten mümkün değil.

İki tane çantaya atıp pazar kahvemizin yanına hazırladım. :) Tarifini muhakkak deneyeceğim.


25 Ocak 2014 Cumartesi

Köy Ekmeği


Hadi evde ekmek yapalım! Hatta enikonu günümüzü buna ayıralım. Rahat ve keyifli bir günde, ara ara kontrol ederek, toplamda 3-4 saat süren bu ekmek yapma sürecini yaşayalım. Tarifini paylaşacağım tam buğday unundan bu ekmek buzdolabında ve buzlukta çok rahat saklanıyor; tazeliğini koruyor; çok doyurucu ve besleyici; yapması kolay ve çok zevkli. Özellikle de ılık malzemeleri karıştırıp hamuru yoğurma kısmı tam bir terapi niteliğinde. Masaj yaptırmak gibi neredeyse. Abarttım mı? Denemek lazım. :)

Malzemeler:
60 gr tereyağı
3 yemek kaşığı bal
1 paket kuru maya
1 yemek kaşığı tuz
625 gr tam buğday unu (ya da köy unu)
125 gr beyaz un

Hazırlanışı:
1. Tüm malzemeleri hazırladıktan sonra, tereyağını eritmekle başlıyoruz. Başka bir tarafta bir kasede 1 yemek kaşığı balı, 4 yemek kaşığı ılık suyla karıştırıyoruz.
2. Ballı suyun içine mayamızı serpip şöyle bir karıştırdıktan sonra 5 dakika kadar erimesini bekliyoruz. Eriyen mayayı tereyağı, tuz, balın geri kalanı ve 400 ml ılık suyla karıştırıyoruz.
3. Bu kasenin içine tam buğday ununun (ya da marketlerde köy unu diye satılan unla da yaptım, o da tam buğdaydan) yarısını beyaz unla karıştırıyoruz. Geri kalan tam buğday unumuzu yavaş yavaş ekleyip hepsini bir araya getiriyoruz.
4. Elde ettiğimiz hamur yumuşak, çekince kasenin kenarlarına yapışmayan bir kıvamda olmalı. Şimdi bu hamuru alıp un serpilmiş temiz bir tezgahda 10 dakika boyunca çeke çeke yoğuruyoruz. İşte bu bölüm en sevdiğim kısım çünkü hamur parmaklarımın arasından kayıyor, ılık ve yumuşacık, insanı rahatlatıyor.
5. Çukur bir kaseyi hafifçe yağladıktan sonra ekmek hamurunu içine oturtup nemli bir bezle üstünü kapatarak sıcak bir yerde 1-1,5 saat dinlendiriyoruz. Ekmek hamuru kabarıp iki katına çıkmalı.
6. Kabaran hamuru tekrar tezgaha çıkarıp bir kere elimizle basıtırıp düzleştiriyoruz ve üçe bölüyoruz. Parçalardan birini de tekrar ikiye bölüyoruz.
7. Yağlı kağıt serdiğimiz ya da yağladığımız geniş, kenarları ince bir tepsiye büyük hamur parçalarını iki top yapıp yerleştiriyoruz. Elimizde kalan daha küçük parçaları da yine top yapıp büyük parçaların üstüne oturtuyoruz. En üstteki tepe noktasından aşağı bir parmağımızı sokup bastırıyoruz ve ufak bir bacamsı delik açıyoruz.
8. Şimdi ekmek hamurumuzun fırına girmeden önce bir kez daha dinlenmesi gerekiyor. 45 dakika ya da bir saat, kabarana kadar nemli bezle sarıp bekletiyoruz.
9. Bu arada fırınımızı 190 dereceye ayarlıyoruz. Ekmekleri 40-45 dakika, yani üstü kahverengi altın bir kabuk oluşturana kadar pişiriyoruz. Süre tamamlandıktan sonra pişip pişmediğini anlamak için ekmeği elimize alıp tabanına vurduğumuzda tok bir ses çıkmalı.
10. Evde pişirdiğimiz leziz ekmeğimiz yemeye hazır. Ben bu ekmeği yaptığımda hep bir somunu güzelce sarıp buzluğa atıyorum. Diğer somunu bir haftada ancak tüketiyoruz zaten. Yoğun, ağır ve doyurucu bir ekmek oluyor. Herkese afiyet olsun!
 

Kakaolu Zencefilli Esmer Muffin



Malzemeler: 
250 gr un
1 tepeleme kahve fincanı kakao
1 paket kabartma tozu
1 tepeleme tatlı kaşığı toz zencefil
1 çimdik tuz
2 yumurta
200 ml süt
1 kahve fincanı zeytinyağı
1 bardak esmer şeker
1 çay bardağı dövülmüş ceviz
Fazladan çikolataya doymak için: 1 çay bardağı kırılmış bitter çikolata


Hazırlanışı:
1. Önce bir kasede un, kabartma tozu, kakao, zencefil ve tuz elekten geçirilerek karıştırılır.

2. Çukur kapta yumurtalar çırpılır. Yumurtaya şeker katılıp çırpılır. Üstüne süt ve zeytinyağı da eklenip hafifçe karıştırıldıktan sonra kuru malzeme azar azar katarak karışıma yedirilir.

3. Son olarak kırılmış cevizler karışıma katılır. Arzuya göre çikolata parçası eklenebilir.

4. 200 derece fırında 20 -30 dakika pişirmek yeterli oluyor. Hamur kek hamuru kıvamından daha yoğun oluyor, pek akışkan olmuyor, bu yüzden yüksek ateşte hemen kaparıp pişiyor.

5. Soğuduktan sonra yanında reçelle servis ediliyor. Muffinlerin arasına reçeli enjekte edebilir; kekleri ikiye bölüp ortasına tereyağı ve reçel sürebilir, ya da reçel kekin üstüne dökülerek de sunulabilir. Afiyet olsun!





23 Ocak 2014 Perşembe

Bezelyeli Kıymalı Köri

Köri, bizim bildiğimiz anlamıyla bir baharat. Aslında bir baharat karışımı. Hint mutfağının vazgeçilmezi ve dünya mutfağına kazandırdığı en müthiş lezzetlerden biri olan köriyle yapılan sayısız tarif var. Şahsen ben köriyi, annemin yaptığı Körili Tavuk'tan öğrendim. (Bir gün o basit ve güzel tarifi de paylaşırım.) Ancak sadece bu kadarla kalmıyor. Bol baharatlı, etli, tavuklu ya da sebzeli, tencerede pişen karışık malzemeli yemeklere de İngilizce'de genel olarak 'curry' deniyor. İngiliz mutfağı, Hint yemeklerinden sınırsız etkilenmiş. Curry'yi de almış, çeşit çeşit kullanmışlar. Eşim de İngiliz olduğu için bu tarifi hakkını vererek yapar. Ana malzemesi kıyma, bol soğan, bol ve çeşitli baharatlar, bir bardak bezelye. Yanına yağsız pişmiş pilav ve ateşi söndürmesi için yoğurt. Yemeye doyamadığım yemeklerden biri; çok hafif olduğunu söyleyemeyeceğim. Ana malzemesi kıyma olan bir yemeğe karşı biraz önyargılı yaklaşmak çok da tuhaf değil. Yalnız denemeden vazgeçmeyin. Hatta resimleri çekerken, ah keşke kokusunu da koyabilseydim diye düşündüm. O kadar müthiş çünkü!

Malzemeler: (2-3 kişilik)
300 gr dana kıyma
1 büyük soğan
5-6 diş sarımsak
2 yemek kaşığı salça
1 bardak bezelye
1 bardak et suyu
2 tatlı kaşığı köri
2 tatlı kaşığı Garam Masala toz baharat karışımı
Tatlı toz biber
Tuz, karabiber
Zeytinyağı ya da fındık yağı

Hazırlanışı:
1. Tencereye bir parça sıvıyağ koyup soğan ve sarımsakları öldürmekle başlıyoruz. Çok geçmeden kıymayı ekleyip güzelce harlı ateşte kavuruyoruz.
2. Kıymaların rengi döndükten sonra içine bir bardak sıcak suda ya da etsuyunda erittiğimiz iki kaşık salçayı döküyoruz. Tüm baharatları da atıp güzelce karıştırıyoruz. Eğer suyunu çekerse bir parça daha su ekliyoruz. Ne tamamen kurumalı, ne de çok sulu olmalı. Bu yüzden suyu yavaş yavaş ekleyerek kontrol edebiliriz.
3. Son olarak karıştırmayı bırakmadan önce dondurulmuş bezelyeleri karışıma atıp şöyle bir çevirdikten sonra altını kısıp tenceremizin kapağını kapatıyoruz ve 10-15 dakika pişmesini bekliyoruz.
4. Bu arada yan tarafta iki yemek kaşığı zeytinyağı ile pirinçleri pişiriyoruz. Yemeğin yanına pilavı mümkün olduğunca az ya da sıfır yağ ile yapmak önemli çünkü kıymalı sosun yağını dengeliyor.
5. Pilav da piştikten sonra servise hazırız. Yoğurt şart. Artı bir serinlik için bol limonlu havuç salatası çok yakışıyor. Afiyet olsun!

 Eşim kavurdu, ben fotoğraf çektim. =)

 Sosun kıvamı tam böyle olmalı; sulu ama çorba gibi değil. 

 Bu akşam kullandığımız baharatlar. Acı seven acı katabilir; kekik, nane, karanfil, zevkinize göre katıp deney yapmaktan çekinmeyin. 

 Altını kısmadan önce sosumuzun son durumu. Kokusu ise tarif edilemez...


20 Ocak 2014 Pazartesi

Tadıp Sevdiklerim 2: Pırasalı Kek

Becerikli arkadaşım Neslihan'a gitmeyi çok seviyorum. Her seferinde değişik ve hoş ikramlarıyla bizi mest ediyor. Bugün çayın yanına yaptığı bu mısır unlu, pırasalı keke bayıldım. Tarifini alıp ilk fırsatta denemek zorundayım. :) Dostlarla içilen bir fincan çayın yanında tuzlu kek, tatlı kek, börek çöreğin tadı başka olur. Hele hele plansız programsız ortaya çıkan, son dakika aramalarına iki arada bir derede koşarak gitmişsek.

19 Ocak 2014 Pazar

Tadıp Sevdiklerim Köşesi


Yemek yapmaya aşık birisi olarak, yemeyi de çok seviyorum. Nedense kendim pişirdiğim yemekleri daha az yiyorum, o tatlara dokunup kokularını sindirdiğim için bir nebze yemiş kadar oluyorum. Ne var ki değişik sofralarda sunulan farklı yemeklerde iş değişiyor. İster bir aile yemeği olsun, ister arkadaşlarımla dışarı çıkmış olayım, ister yabancı arkadaşlarımın yaptığı alışkın olmadığım yemekler olsun, her zaman ilham alacak bir şey buluyorum. Blog işine yeni yeni ısınırken böyle bir bölüm de yapmak geldi içimden. Bu başlık altını kendi tariflerimle değil, birilerinde ya da bir yerlerde yediğim yemeklerin fotoğraflarıyla doldurmak istiyorum. İşte böyle.
İlk yazıda en sevdiğim yiyecek olan tatlılarla başlamak istedim. Fransızlar bu işin uzmanı, orası su götürmez bir gerçek. İşte balayımda gittiğim Paris'te, Louvre'a girmeme engel olan, müzenin arkasındaki sokakların birinde bulduğumuz sıradan, küçücük, kalabalık, girip çıkan insanların ve fırından çıkan tepsilerce tatlının, ekmeğin ve sandviçin yaydığı nefis kokularla terk etmekte zorlandığım; kaç çeşit ekler ve milföy tattığımı hatırlamadığım pastanenin vitrininden bir köşe. Yeniden gitsem, gene bulurum bu pastaneyi!
Bu da o vitrinin içeri giren devamı. İstiflenmiş taze sandviçler! Ekler çeşitleri ve rezil olmadan yiyemediğim milföy tatlısı. =)

Balkabaklı Muffin



Balkabağı yerine su kabağı rendesi kullanırsanız, daha leziz oluyor. Aynı şekilde havuçla da deneyebilirsiniz.

Malzemeler:
1,5 su bardağı rendelenmiş balkabağı
1 su bardağından biraz az esmer şeker
3 yumurta
1,5 bardak un
1 paket kabartma tozu
1 çay bardağı kırılmış ceviz
1 çay kaşığı tarçın
Yarım bardak zeytinyağı
Yarım bardak süt
1 çimdik tuz

Glazür için:
3 yemek kaşığı labne peyniri
5 yemek kaşığı pudra şekeri
Yarım limon suyu ve kabuğunun rendesi

Hazırlanışı:
1. Klasik bir kek yaparcasına tüm malzemeleri mikserde karıştırıyoruz. Hepsi bu! Bu kadar kolay olması şaşkınlık yaratırsa, şekerle yumurtaları önden bir çırpabilirsiniz. ;)

2. Karışımı muffin kalıplarına doldurup 175 derece fırında 40-45 dakika pişiriyoruz.

3. Fırından çıkan muffinler soğuduktan sonra üstüne sade pudra şekeri serperek ya da glazür karışımını hazırlayıp süsleyerek servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun!

http://1.bp.blogspot.com/_u5YQMXBhVkI/TNLtRWYnyyI/AAAAAAAAAKQ/IEEKjXIoUPk/s1600/butternut%2Bsquash11391829.jpg
Anlatmak istediğim balkabağı türü bu; içi dışı kırmızı balkabağı diye anılıyor. Aslında ben su kabağı deniyor sanıyordum ama o başka bir türmüş. Hani şu kabuğu oyup da süslü lamba yapılanlar su kabağıymış. 

 Sunulmaya hazır keklerim.






Balkabağı demişken annemin elinden yediğim, bu şahane kabak tatlısına saygı duruşunda bulunmadan geçemeyeceğim. Herkese sevdikleriyle ağız tadıyla dolu, ballı sofralar dilerim.


18 Ocak 2014 Cumartesi

Elmalı Vişneli Turta


Basit ve her güne uygulanabilecek bir turta tarifi vermek istedim. Bu turtayı sonbaharda elmalar ilk çıktığında, içine vişne reçelinin tanelerinden katarak oluşturmuştum. İncecik tabanıyla, kıtır kırıntılı üst kısmıyla mis gibi tarçın kokulu bir turta oldu. Çayın ve kahvenin yanında tatlısız yapamıyoruz. :)

Malzemeler:
4 Amasya elması
1 portakalın suyu
1 limonun suyu
1 tatlı kaşığı tarçın
Yoğun kıvamlı ve bol taneli vişne reçeli

130 gr un
3 yemek kaşığı tereyağı
1 çay kaşığı tarçın
2 tatlı kaşığı toz şeker
Yarım çay kaşığı tuz

Hazırlanışı:
1. Elmaları küp küp kesip portakal ve limon suyuyla karıştırıyoruz. Arzu edenler limon ya da portakalın kabuğunu da rendeleyebilir. Harika bir koku verdiği bilinen bir gerçek. Ben yoğun tarçına odaklanmak istedim ve başka baharat koymamayı seçtim.
2. Karışıma dilediğimiz kadar 3-4 yemek kaşığı) bol kaynatıp biraz kıvamını koyulttuğumuz vişne reçeli katıyoruz. Harcın şeker ihtiyacı da reçelden geleceği için elimi bol tuttum.
3. Karışım kenarda dinlenirken hamurun malzemelerini karıştırıp turta hamurunu yapıyoruz. 15 dakika buzdolabında dinlenen hamuru incecik açıp turta kabımıza seriyoruz. Sermeden önce dörtte birini üstüne parça parça atmak üzere ayırıyoruz. Kopan parçalar olursa kolaylıkla kenara yapıştırabiliriz.
4. Hamuru serip elmalı karışımı üstüne döküp aynı seviyede olması için kaşığın tersiyle düzeltiyoruz. Elimizde kalan hamuru da ister kırıntı gibi ufalayarak, ister incecik açıp yaprak yaprak atarak turtanın üstüne bırakıp tamamlıyoruz.
5. Orta dereceli fırında 35-40 dakika, hamur güzelce kızarana kadar pişiriyoruz.
Afiyet olsun!

 

Elde Kalanlarla Taze Tarif Yaratma Sanatı


Çok severim! Evde kalan pişmiş eti, sebzeyi, makarnayı evirip çevirip yeni bir tabağa dönüştürmek mutfakta yaratıcılığı da geliştiriyor. Bugün de hiç karmaşık bir tarif vermiyorum. Bu hafta başında yaptığım fırında bütün tavuğun tümünü yiyemedik. Yanına pişirdiğim karışık kış sebzelerinin de bir kısmı duruyordu. Bu kalanları atmak yerine, yeni bir yemekte kullanmak istedim. Aklıma kayınvalidemin Tavuklu Mantarlı Turta'sı geldi, evde mantar da var yaşasın ayıkladığım tavuk etleriyle karıştırırım derken turta hamuru için tereyağı olmadığını fark ettim. Ne yapsam diye düşünürken kendi tarifimi oluşturmak bir fırsat yakaladığımı fark ettim. Tarifime 'Tavuklu Sebzeli Bohça' gibi bir isim koyabilirim mesela. Eşim 'Ne yaptın?' diye sorarsa, İngilizce 'Leftovers Pie' diyip geçeceğim, böylesi daha kolay. :) Fırında tavuktan kalan, ayıklanmış tavuk parçaları; ızgara sebzelerin kalanları; taze sotelenmiş kuru soğan ve mantar; hazır buzdolabı temizliğine girişmişken bir süredir börek yaparım diye kenara ayırdığım bir bardak lor peyniri; hepsi bir kasede bir araya gelip iç harcı oluşturdu. Fazladan baharat eklemedim çünkü sebzeler yeterince baharatlıydı. Geriye hamuru hazırlamak kaldı. Hemen Akdeniz sofralarının gözdesi zeytinyağı ve kekik ortaya çıktı. Bohçamın iç harcını kuru tuttum çünkü üstüne gene fırında tavuğun tepside kalan sulu ve yağlı karışımdan hazırlayacağım 'gravy sos' dökmeyi düşünüyorum. Fırında pişirdiğiniz etlerin/köftelerin/tavukların sularını buzdolabında bir kavanozda saklayıp sulu yemeklere ya da soslara bir iki kaşık katmayı deneyin; son derece kolaylıkla en müthiş ve yoğun aromayı yakalayacaksınız! Farklı adaptasyonlara uygun, ya da olduğu gibi uygulanabilen nefis ve doyurucu tarife geçebilirim. Porsiyonlarım büyük, zira bu bohçalar akşamki yemeğimiz olacak. Minik bohçalar yapıp çay saatinde de ikram edilebilir.

Malzemeler:
Bir parça haşlanmış tavuk göğsü
Bir bardak fırında tavuk parçaları
Bir bardak fırında pişmiş karışık sebze (benim karışımda mantar, havuç, Brüksel lahanası ve kırmızı soğan yer alıyordu)
1 büyük soğan
150 gr kadar mantar
1 bardaktan biraz az lor peyniri (beyaz peynir ya da kaşar türleri de olabilir)
Zeytinyağı
Tuz, karabiber

Hamur için:
300 gr un
5 yemek kaşığı süt
5 yemek kaşığı zeytinyağı
2 yumurta
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı kekik

Hazırlanışı:
1. Dolabımızda bir kasede tuttuğumuz pişmiş tavuk ve sebzeleri küçük küçük parçalıyoruz. Bir tavada doğranmış soğan ve mantarı zeytinyağında soteleyip karışıma katıyoruz. Tarifi olduğu gibi alıp sıfırdan uygulamak içinse tavuk ve yukarıdaki sebzeleri, soğanla mantar kavrulduktan sonra tencereye atıp tuz, biber, kimyon, kekik ve azıcık suyla pişirip soğutabilirsiniz.
2. Karışımın tadının nasıl olmasını istiyorsanız, öyle yapabilirsiniz. Peynir sevmeyenler koymayabilir, çok sevenler iki üç çeşit peynir ekleyebilir, acılı yapabiliriz, kimyon katabiliriz; tadına uyacağını düşüneceğiniz her şeyi koymakta özgürsünüz. Elimizde kalanlarla yeni bir turta tarifi oluşturuyoruz, belki de tavuk değil, kuzu eti koyacaksınız; ya da sadece sebze ve peynirle dolduracaksınız. Yaratıcılığınızı kullanın; damak zevkinize güvenin, tüm iş bu!
3. Hamuru hazırlamak için tüm malzemeleri çukur bir kaba doldurup elimizle güzelce yoğuruyoruz. Kuru kalırsa zeytinyağı eklemekten çekinmeyin. Yumuşak, biraz elastik ama ele yapışmayan bir hamur olmalı.
4. Hamuru istediğiniz büyüklükte yarım santim inceliğinde açıp içine cömertçe malzeme koyduktan sonra yarım ay şeklinde kapatıyoruz. Ben hamurumu dörde bölüp dört büyük bohça hazırladım. Pişerken açılmaması için alttaki parçayı üsttekinin üstüne getirip yuvarlayarak aşağı sokuyoruz. Sonra da bir çatalla hafifçe bastırıp güvenceye alıyoruz.
5. Tüm hamur bohçalarını kapatıp tepsiye dizdikten sonra üstüne yumurta sarısı ya da sadece zeytinyağı sürüp 180 derece fırında 40 dakika, yani hamur kıtır kıtır olana kadar pişiriyoruz.
6. Yanına hafif bir yeşil salata, biraz yoğurt veya gravy sos; işte benim mutluluk veren menüden anladığım budur! Afiyet olsun.
Sonuç burada; süreç aşağıda.

Dilediğimiz kadar mantar.

 Bol kuru soğan çünkü her yemeği güzelleştireceği garantidir. :)
 Dağınık ve vıcık vıcık görünen bu karışımın turtanın içinde harikalar yaratacağından eminim.
Peynirle zenginleşen karışım ağzımı sulandırmaya başladı. Hamurun içine doldurmadan önce soğumasını beklemek, hamurun çıtır olması için bir püf noktası. ;)
 Ben biraz büyük yaptım. İtalyan calzone'sine de benziyor, sadece görünüş olarak; piştiği zaman o kadar kıtır oldu ki, bu iddiamı unuttum. :)
İşte bu güzellik mideye inmeye hazır.


17 Ocak 2014 Cuma

Galaktaboureko ya da Muhallebili Baklava


Galaktaboureko, Yunanca'dan çevirirsek 'sütlü börek' anlamına geliyor. İçine yoğun sütlü bir krema yapıp yufkaları dizdiğimiz için börek adını almış. Tatlıyı yapmak toplamda 1 - 2 saat sürüyor (baklavanın önce fırında pişmesi gerektiği için). Bu tatlıya Girit'te ilk yediğimde bayılmıştım. Hatta bir köyde kasede sunulanına rastladım, çok yaygın değil ama bence harikaydı. Bu tarif 8-10 kişiliktir.

Malzemeler:
Yarım kilo hazır baklava yufkası
2 yemek kaşığı tereyağı

İçindeki muhallebi için:
1,5 litre süt
3 kahve fincanı irmik
5 yemek kaşığı mısır unu
1 tatlı kaşığı vanilya özü
1 su bardağından biraz az şeker
2 yemek kaşığı tereyağı
4 yumurta

Şerbet için:
1,5 su bardağı şeker
1 ve 1/4 su bardağı su
1 tarçın çubuğu
1 limonun suyu ve kabuğunun rendesi

Hazırlanışı:
1. İlk önce muhallebi. Geniş bir tencerede sütü ısıtmaya başlıyoruz. İrmiği, mısır ununu ve şekeri katıp karıştırıyoruz ve muhallebi yoğunlaşana kadar karıştırmaya devam ediyoruz. Çok sulu olmaz ama olursa azıcık irmik ekleyebilirsiniz. Kremanın çok yoğunlaşmasını beklemeyin, çünkü böreğin içine döktükten sonra irmik sonradan sertleşiyor. Ayrıca kaynadıktan sonra ateşten alıp içine dört çırpılmış yumurta, vanilya özü ve tereyağını da katıp çırpınca kıvamı artıyor.

2. Yufkaların yarısını tepsimize tek tek diziyoruz. Her katın arasına fırçayla eritilmiş tereyağı sürüyoruz. Baklava yufkası çok çok ince olduğundan alt kata yirmi, üst kata ondan biraz daha az yufka koydum.

3. Alt katmanı tamamlayınca muhallebi karışımını üstüne dökebilirsiniz. Geriye kalan yufkaları üstüne dizmeye başlamadan önce fırını ısıtmaya başlayabiliriz.

4. En üst kattaki yufkayı da yaydıktan sonra (yine her katın arasına eritilmiş tereyağı sürüyoruz) çok keskin bir bıçakla incecik baklava desenleri ya da kare kare dilimler gibi hafifçe çizip elimizle yufkaların üstüne su serpiyoruz.

5. Fırındaki börek pişerken bir tencerede şerbet malzemelerini kaynatıp muhallebili baklava çıkar çıkmaz sıcakken üstüne döküyoruz. Soğuduktan sonra, buzdolabında iki saat bekletip servis edebilirsiniz. Afiyet olsun!

 Altın rengi baklava hamuru.



16 Ocak 2014 Perşembe

Akşam Yemeklerine Özel Ekmek

Step-by-step Bread kitabında 'Dinner Rolls' adıyla geçen tarifi denedim.

Malzemeler:
150 ml süt
60 gr tereyağı (3-4 yemek kaşığı oluyor)
2 büyük yemek kaşığı şeker
3 tatlı kaşığı maya (yani bir paket kuru maya)
2 yumurta
1 yumurta sarısı (üstüne sürmek için)
2 tatlı kaşığı tuz
550 gr beyaz u
Süslemek için haşhaş tohumu

Hazırlanışı:
1. Sütü bir tencerede kaynatıyoruz. Altını kapatıp içine tereyağı ve şekeri katıp karıştırıyoruz ve ılımasını bekliyoruz.

2. Küçük bir kasede 3-4 yemek kaşığı sütün içinde mayayı eritiyoruz. Süt ılık olmalı ve maya güzelce erimeli. Bir kez karıştırıp 5-6 dakika bırakmak yeterli.

3. Yumurtaları çırpıyoruz. Üstüne şekerli süt karışımını ve mayayı döküyoruz. Unumuzu da ekledikten sonra yumuşak bir hamur haline getiriyoruz.

4. Hamuru 5-7 dakika, elastik bir kıvama gelene kadar çeke çeke yoğuruyoruz. Ekmek yoğurmanın tek püf noktası bu. Bu aşamada hamuru uzata uzata yavaş ve yumuşak hareketlerle belirtilen süre boyunca yoğurursanız top ekmekler daha lezzetli ve kabarık olacaktır.

5. Hamuru top şekline getirip yapışmaması için biraz yağladığımız bir kaba koyup üstünü streç filmle kapatarak sıcak bir yerde 1-1,5 saat dinlendiriyoruz. Bu aşamada maya kabarıp hamur yaklaşık iki katına çıkacak.

6. Hamurun iyice kabardığından emin olduktan sonra kaseden çok hafif unladığımız tezgaha alıp ortasından ikiye bölüyoruz.

7. Parçalardan birini elimizle tek bir silindir haline getirip 8 eşit parçaya bölüyoruz. Diğer parçaya da aynısını yaptıktan sonra 16 eşit parça hamur elde ediyoruz. Şekil vermeye başlamadan önce fırınımızı 220 dereceye ısıtıyoruz.

8.İstediğimiz şekli verip pişiriyoruz. Bazı parçaları avucumuzda tostoparlak yuvarlayıp tepsiye koyabiliriz, top ekmek olur. Bazılarını uzun ince açıp salyangoz gibi kendi içine kıvırabiliriz. Üçüncü şekil olarak da gene uzun çubuk gibi yaptığımız hamuru 8 rakamı şeklinde büzüp iki parçanın birleştiği yer açılmasın diye iyice alta sıkıştırmayı unutmuyoruz.

9. Fırın tepsisine ekmekleri dizerken boşluk bırakmaya özen göstermek gerekiyor çünkü hamur pişerken de kabarıyor. Afiyet olsun!

15 Ocak 2014 Çarşamba

Bitter Çikolatalı Armutlu Muffin


Armutla yaptığım en güzel kek! En sonunda çok sevdiğim bir armutlu muffin tarifi oluşturabildiğim için çok mutluyum. Bitter çikolata ve cevizle tamamladığım bu kekte hafif tarçın kokusu, tatlı sulu armutla birleşip mükemmel ve hafif bir keke dönüştü. Açıkçası, sonuçtan memnun kaldım. Üstelik de 24 tane muffin oldu, yani yarısını dondurup sonra yiyebilirim. =) Sulu ve olgun armutlar kullandığım için az şekerle çok tatlı oldu; bu da tam benlik bir durum!

Malzemeler:
3 yumurta
1,5 bardak toz şeker
2 bardak un
1 paket kabartma tozu
1 bardaktan bir parmak az süt
4 yemek kaşığı yoğurt
Yarım bardak zeytinyağı
2 orta boy tatlı armut
1 tatlı kaşığı tarçın
1 çay kaşığı tuz
1 kahve fincanı kırılmış bitter çikolata
1 kahve fincanı kırılmış ceviz

Hazırlanışı:
1. Şeker ve yumurtayı çırparak başlıyoruz.
2. Fırınımızı 180 dereceye ayarladıktan sonra armutu rendeleyip çikolata ve cevizleri kırıyoruz. Havanda dövmeyip bıçakla tahtada kestim çünkü kekin içinde iri parçaların kalmasını istedim. Özellikle ceviz büyük parçalar halinde bu keke çok yakıştı.
3. Un, süt, zeytinyağı, yoğurt, kabartma tozu, tarçın, tuz, çikolata, ceviz ve armutları da şekerli yumurtaya katıp güzelce uzun uzun çırpıyoruz.
4. Hazırladığımız muffin kalıplarına döküp 175-180 derecede 40 dakika pişiriyoruz. Afiyet olsun!


 Sanırım bu keyfi hak ettim. Özellikle iyi bir öğlen uykusundan sonra! :)