tarifler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tarifler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1 Mayıs 2014 Perşembe
Kırmızı Mercimek Çorbası
Malzemeler:
4 - 5 kişilik
1 bardak kırmızı mercimek
5 bardak su ya da tavuk suyu veya sebze suyu
1 büyük soğan
4-5 diş sarımsak
1 çorba kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı kimyon
1/2 tatlı kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı tatlı toz biber
1 tatlı kaşığı kuru nane
1 tatlı kaşığı tuz
1 ya da 2 yemek kaşığı tereyağı
1 tatlı kaşığı zeytinyağı (servis ederken süslemek için)
1 ya da 1/2 limon suyu
Kruton
Hazırlanışı:
1. Bardak ya da kaseyle ölçüp bire beş oranında mercimek ve suyumuzu tencereye ekliyoruz. İçme suyu da olur ama tavuk suyu ya da sebze suyunuz varsa, çorbanız çok daha güzel olacaktır.
2. Soğanı ortadan dörde bölüyoruz ve bütün sarımsaklarla birlikte tencereye atıyoruz. Arkasından baharatlarımızı ekliyoruz, kimyon, tuz, biber, tatlı biber, kuru nane. Fokurdayana kadar yüksek ateşte pişiriyoruz.
3. Çorbamız beş dakika kaynadıktan sonra altını kısıyoruz ve bir bardak sıcak suda açtığımız bir yemek kaşığı salçayı çorbaya ekleyip karıştırıyoruz. Artık kısık ateşte 15-20 dakika kadar pişiriyoruz.
4. Çorbanın altını kapatıp bir el blender'ı yardımıyla pürüzsüz hale getiriyoruz. Her şeyin özleşip parçalandığından emin olduktan sonra iki kaşık tereyağını ve limon suyumuzu ekleyip karıştırıyoruz.
5. Çorbaları kaselere aldıktan sonra kuru nane ve pul biber, bir parça zeytinyağı ve biraz krutonla süsledikten sonra servisimiz hazır. Afiyet olsun!
16 Ocak 2014 Perşembe
Akşam Yemeklerine Özel Ekmek
Step-by-step Bread kitabında 'Dinner Rolls' adıyla geçen tarifi denedim.
Malzemeler:
150 ml süt
60 gr tereyağı (3-4 yemek kaşığı oluyor)
2 büyük yemek kaşığı şeker
3 tatlı kaşığı maya (yani bir paket kuru maya)
2 yumurta
1 yumurta sarısı (üstüne sürmek için)
2 tatlı kaşığı tuz
550 gr beyaz u
Süslemek için haşhaş tohumu
Hazırlanışı:
1. Sütü bir tencerede kaynatıyoruz. Altını kapatıp içine tereyağı ve şekeri katıp karıştırıyoruz ve ılımasını bekliyoruz.
2. Küçük bir kasede 3-4 yemek kaşığı sütün içinde mayayı eritiyoruz. Süt ılık olmalı ve maya güzelce erimeli. Bir kez karıştırıp 5-6 dakika bırakmak yeterli.
3. Yumurtaları çırpıyoruz. Üstüne şekerli süt karışımını ve mayayı döküyoruz. Unumuzu da ekledikten sonra yumuşak bir hamur haline getiriyoruz.
4. Hamuru 5-7 dakika, elastik bir kıvama gelene kadar çeke çeke yoğuruyoruz. Ekmek yoğurmanın tek püf noktası bu. Bu aşamada hamuru uzata uzata yavaş ve yumuşak hareketlerle belirtilen süre boyunca yoğurursanız top ekmekler daha lezzetli ve kabarık olacaktır.
5. Hamuru top şekline getirip yapışmaması için biraz yağladığımız bir kaba koyup üstünü streç filmle kapatarak sıcak bir yerde 1-1,5 saat dinlendiriyoruz. Bu aşamada maya kabarıp hamur yaklaşık iki katına çıkacak.
6. Hamurun iyice kabardığından emin olduktan sonra kaseden çok hafif unladığımız tezgaha alıp ortasından ikiye bölüyoruz.
7. Parçalardan birini elimizle tek bir silindir haline getirip 8 eşit parçaya bölüyoruz. Diğer parçaya da aynısını yaptıktan sonra 16 eşit parça hamur elde ediyoruz. Şekil vermeye başlamadan önce fırınımızı 220 dereceye ısıtıyoruz.
8.İstediğimiz şekli verip pişiriyoruz. Bazı parçaları avucumuzda tostoparlak yuvarlayıp tepsiye koyabiliriz, top ekmek olur. Bazılarını uzun ince açıp salyangoz gibi kendi içine kıvırabiliriz. Üçüncü şekil olarak da gene uzun çubuk gibi yaptığımız hamuru 8 rakamı şeklinde büzüp iki parçanın birleştiği yer açılmasın diye iyice alta sıkıştırmayı unutmuyoruz.
9. Fırın tepsisine ekmekleri dizerken boşluk bırakmaya özen göstermek gerekiyor çünkü hamur pişerken de kabarıyor. Afiyet olsun!
Malzemeler:
150 ml süt
60 gr tereyağı (3-4 yemek kaşığı oluyor)
2 büyük yemek kaşığı şeker
3 tatlı kaşığı maya (yani bir paket kuru maya)
2 yumurta
1 yumurta sarısı (üstüne sürmek için)
2 tatlı kaşığı tuz
550 gr beyaz u
Süslemek için haşhaş tohumu
Hazırlanışı:
1. Sütü bir tencerede kaynatıyoruz. Altını kapatıp içine tereyağı ve şekeri katıp karıştırıyoruz ve ılımasını bekliyoruz.
2. Küçük bir kasede 3-4 yemek kaşığı sütün içinde mayayı eritiyoruz. Süt ılık olmalı ve maya güzelce erimeli. Bir kez karıştırıp 5-6 dakika bırakmak yeterli.
3. Yumurtaları çırpıyoruz. Üstüne şekerli süt karışımını ve mayayı döküyoruz. Unumuzu da ekledikten sonra yumuşak bir hamur haline getiriyoruz.
4. Hamuru 5-7 dakika, elastik bir kıvama gelene kadar çeke çeke yoğuruyoruz. Ekmek yoğurmanın tek püf noktası bu. Bu aşamada hamuru uzata uzata yavaş ve yumuşak hareketlerle belirtilen süre boyunca yoğurursanız top ekmekler daha lezzetli ve kabarık olacaktır.
5. Hamuru top şekline getirip yapışmaması için biraz yağladığımız bir kaba koyup üstünü streç filmle kapatarak sıcak bir yerde 1-1,5 saat dinlendiriyoruz. Bu aşamada maya kabarıp hamur yaklaşık iki katına çıkacak.
6. Hamurun iyice kabardığından emin olduktan sonra kaseden çok hafif unladığımız tezgaha alıp ortasından ikiye bölüyoruz.
7. Parçalardan birini elimizle tek bir silindir haline getirip 8 eşit parçaya bölüyoruz. Diğer parçaya da aynısını yaptıktan sonra 16 eşit parça hamur elde ediyoruz. Şekil vermeye başlamadan önce fırınımızı 220 dereceye ısıtıyoruz.
8.İstediğimiz şekli verip pişiriyoruz. Bazı parçaları avucumuzda tostoparlak yuvarlayıp tepsiye koyabiliriz, top ekmek olur. Bazılarını uzun ince açıp salyangoz gibi kendi içine kıvırabiliriz. Üçüncü şekil olarak da gene uzun çubuk gibi yaptığımız hamuru 8 rakamı şeklinde büzüp iki parçanın birleştiği yer açılmasın diye iyice alta sıkıştırmayı unutmuyoruz.
9. Fırın tepsisine ekmekleri dizerken boşluk bırakmaya özen göstermek gerekiyor çünkü hamur pişerken de kabarıyor. Afiyet olsun!
13 Ocak 2014 Pazartesi
Fırında Bütün Tavuk
Haftasonu pişen fırında tavuk o kadar başarılı oldu ki, tadı damağımızda kaldı diyerek bu kez de benzerini bütün tavukla denemeye karar verdim. Tarifi fazla süslemeden sade tuttum çünkü öncelikli amacımız fırında pişmiş o leziz tavuk etini yemekti. Yalnız fırın poşedi de asrın icadı! Tavuğu ya da herhangi başka bir eti fırında pişirirken hep kurur mu, suyunu çekip sert olur mu korkusu yaşanır. Tabii ki bunları önlemek için belli yöntemler ve püf noktaları mevcut ama ya sabrımız yoksa? Ya yorgunsak ya da vaktimiz yoksa? Pratik ve şipşak bir yol arıyorsak. O anda çekmeceden fırın poşeti çıkmalı. Başka zamanlarda da sırf buharında pişen etin ya da sebzenin tadına varmak için kullanılmalı pişirme poşeti. İşte tarifim ve yanına fırında sebzeler ve kuskus koyarak hazırladığım tabağım. Herkese bol neşeli sofralar dilerim. :)
Malzemeler:
1 bütün tavuk
1 orta boy kuru soğan
5 diş sarımsak
Bir tutam taze kekik
Tuz, karabiber, tane kırmızı biber
Arzuya göre kurutulmuş sarımsak ve karanfil
İki yemek kaşığı ketçap
İki tatlı kaşığı bal
Bir yemek kaşığı üzüm sirkesi
Zeytinyağı
Hazırlanışı:
1. Bir bütün tavuğu bol tuz ve taze çekilmiş karabiberle güzelce çeşnilendirdikten sonra üstüne baharatların yapışması için zeytinyağı sürüyoruz.
2. Tane kırmızı biber ve kurutulmuş sarımsak, taze kekik ve arzu ettiğimiz başka ne tür baharat varsa tavuğun iç kısmına dolduruyoruz. Burada pişerken buharla birlikte aromalarını daha fazla bırakabilecekler.
3. Tavuğun üstüne bir parça sirke, ketçap ve balı ovarak sürdükten sonra tavuğu poşete alıyoruz.
4. Yanına kuşbaşı doğranmış bir soğan ve halka halka doğranmış sarımsakları ekleyip ağzını kapatıyoruz ve 200 derece fırında 75 - 80 dakika pişiriyoruz. Daha önce bütün tavuk pişiren varsa, fırının en uygun ayarını da biliyordur. Açıkçası bu benim için ilk olduğundan bu şekilde yaptım ve etleri yumuşacık pişmişti.
5. Tavuğunuzun piştiğinden emin olduktan, üstü iyice kızarıp gevredikten sonra fırından alıp sıcak servis yapıyoruz. Poşete akan tavuk suyu ve yağıyla karışık o güzel sosu atmayın, başka bir yemeğe de sos olabilir, unla kaynatıp gravy sosa da dönüştürelibilir.
6. Tavuğun yanına ızgara sebzeler ve maydanozlu kuskus hazırladım. Tadına doyamadık!
Malzemeler:
1 bütün tavuk
1 orta boy kuru soğan
5 diş sarımsak
Bir tutam taze kekik
Tuz, karabiber, tane kırmızı biber
Arzuya göre kurutulmuş sarımsak ve karanfil
İki yemek kaşığı ketçap
İki tatlı kaşığı bal
Bir yemek kaşığı üzüm sirkesi
Zeytinyağı
Hazırlanışı:
1. Bir bütün tavuğu bol tuz ve taze çekilmiş karabiberle güzelce çeşnilendirdikten sonra üstüne baharatların yapışması için zeytinyağı sürüyoruz.
2. Tane kırmızı biber ve kurutulmuş sarımsak, taze kekik ve arzu ettiğimiz başka ne tür baharat varsa tavuğun iç kısmına dolduruyoruz. Burada pişerken buharla birlikte aromalarını daha fazla bırakabilecekler.
3. Tavuğun üstüne bir parça sirke, ketçap ve balı ovarak sürdükten sonra tavuğu poşete alıyoruz.
4. Yanına kuşbaşı doğranmış bir soğan ve halka halka doğranmış sarımsakları ekleyip ağzını kapatıyoruz ve 200 derece fırında 75 - 80 dakika pişiriyoruz. Daha önce bütün tavuk pişiren varsa, fırının en uygun ayarını da biliyordur. Açıkçası bu benim için ilk olduğundan bu şekilde yaptım ve etleri yumuşacık pişmişti.
5. Tavuğunuzun piştiğinden emin olduktan, üstü iyice kızarıp gevredikten sonra fırından alıp sıcak servis yapıyoruz. Poşete akan tavuk suyu ve yağıyla karışık o güzel sosu atmayın, başka bir yemeğe de sos olabilir, unla kaynatıp gravy sosa da dönüştürelibilir.
6. Tavuğun yanına ızgara sebzeler ve maydanozlu kuskus hazırladım. Tadına doyamadık!
Fırında Kanat ve Kış Sebzeleri
Tavuk konusunda son zamanlarda çok fazla olumsuz yazı okuduğum için haftada birle kısıtlı tutuyorum. Organik tavuk ya da yumurta bulabilirsek ne ala! Açık havada büyüyen tavuklar gibi olmuyor fabrika tavukları ama gene de alıyoruz işte. En azından haftada bir. Bu pazar da uzun zamandır yapmadığım bir şey yapmayı seçip tavuk kanadı aldım. Klasik olarak barbekü soslu tavuk kanadı aklıma geldi. İlle de sağlıklı pişirme yöntemi, kızartmayı aratmayacak bir yöntem bulmak, kaloriyi fazla tavana fırlatmadan lezzeti yüksek tutmaya çalışırken böyle bir tarif ortaya çıktı.
Yanına karışık kış sebzelerini yapmak istedim. Eşim geçen sene bir Yunan yemeği öğretmişti: Briam. Elinize geçen her türlü sebzeyi doğrayıp bol domates püresi, zeytinyağı, tuz ve kekikle harmanlayıp fırında pişiriyorsunuz. Yaz sebzeleriyle çok güzel oluyor ve soğuk da yeniyor. Madem her sebze kullanılıyor, ben de pazardan aldığım taze sebzelerden birbirine yakışacağını düşündüğüm bir avuç seçip uyguladım. Zaten domates, kekik ve zeytinyağı işin içine girdi mi, başka soruya gerek yok diye düşünenlerdeniz. :)
Malzemeler:
1 paket (10-12 adet) tavuk kanadı
İki yemek kaşığı üzüm sirkesi
Tuz, karabiber, kekik
İki yemek kaşığı ketçap
Bir yemek kaşığı bal
Fırında sebze için:
1 orta boy havuç
1 büyük boy patates
1 orta boy kırmızı soğan
8-10 adet Brüksel lahanası
10-12 adet mantar
5-6 diş sarımsak
4-5 yemek kaşığı domates püresi/rendesi
Tuz, karabiber, kekik
Zeytinyağı
Hazırlanışı:
1. En güzel bölüme geldik çünkü tüm hazırlık 20 dakikayı geçmiyor. Tavuk kanatlarını dolaptan indirip çözdürdükten sonra 2 saat kadar marine ettim. Çukur bir kasede tuz, karabiberle tatlandırdıktan sonra üstüne biraz üzüm sirkesi, zeytinyağı ve bolca kekik döküp her yerine bulaşmasını sağladıktan sonra dinlenmeye bıraktım.
2. Tavukları marine ettiğim kaseden alıp bir fırın poşetine doldurdum (marine sosunu da koydum tabii). Üstüne ketçap ve balı da döktükten sonra torbayı güzelce çalkalayıp her yanına yayılmasını sağladım. Torbanın ağzını bağlayıp birkaç yerinden deldikten sonra 200 derece fırında 35 dakika pişmeye ayarlıyoruz.
3. Aynı anda havuç, patates, kırmızı soğan (iri iri parçalar halinde), sarımsak (bütün bütün), mantar (büyükleri dörde, küçükleri ikiye bölerek), Brüksel lahanasını (bütün bütün) doğrayıp cam fırın kabına koyuyoruz. Üstüne dilediğimiz kadar domates püresi ekliyoruz. Ben yazdan hazırlayıp dolapta sakladığım domatesten beş yemek kaşığı koydum. Taze domates yerine biraz sulandırılmış salça da kullanılabilir. Bu arada tarif iki kişilik olduğundan sebzelerin miktarını ona göre ayarladım. Daha kalabalık aileler ya da sofralar için ikişer tane konabilir.
4. En son tuz, karabiber, iki tatlı kaşığı kekik (evet, bol kekik) ve bolca zeytinyağı ekliyoruz. Tüm sebzelerin güzelce karıştığından emin olduktan sonra tavuğun yanına fırına atıyoruz.
5. Hepsi yarım saat içinde hazır. Yanına bir dilim ekmek ve yoğurt nefis gidiyor! Şahane bir pazar akşamı yemeği; hiç yormuyor, gene de çok havalı bir iş çıkarıyoruz! :)
Sebzeler fırına girmeye hazır. Domates, kekik ve zeytinyağın kokusu müthiş!
Fırında pişen iki leziz yemeğin arasında en çok sarımsağın o tatlı kokusu ön plana çıkıyor.
Bir de piştikten sonra görün!
Bu görünüşü hoş, nefis, doyurucu, hafif ve sağlıklı yemeği pişirmek toplam bir saat sürse de, zahmeti gerçekten de çok az. Afiyet olsun!
12 Ocak 2014 Pazar
Zeytinyağlı Kıtır Lavaş
Pazar akşamı evde film keyfi yapmak çoğu kişinin sevdiği bir aktivitedir. Ertesi gün işe gidecek olmanın stresine bir nevi panzehir, haftanın ve haftasonunun keyifli olaylarından sonra bir soluk alma, dinlenme sebebidir. Hele hele mevsim kışsa ve soğukta dize battaniyeyi çekip bir koca kase patlamış mısır kucağa alınabiliyorsa... Bizim böyle akşamlarımız çok oluyor. Hatta arkadaşlarla, kuzenlerle toplanıp film izlemelerimiz de sıktır. Yine böyle bir planda, kuzenlerim bize gelecekti. Eşim film seçme görevine, bense atıştırmalıkları hazırlamaya soyundum. Yaş otuzu geçince (ne olur daha büyükler aman canım demesin), eskisi gibi cips, çekirdek, yağlı çerezler avuç avuç gitmiyor. Bir bedeli oluyor. Yine de keyiften ödün vermemek adına, hepsine alternatif bulma mücadelem devam ediyor. :) Marketten paket paket cips almak yerine, dolabı açınca karşıma çıkan lavaştan bir atıştırmalık yapmaya karar verdim. Hiç uğraştırmıyor ve tadı cipsten daha güzel, çünkü dilediğim gibi leziz taze baharatlar koyabiliyorum, mis gibi sızma zeytinyağının kokusunu alıyorum.
Malzemeler:
Birkaç adet lavaş
Sızma zeytinyağı
Öğütülmemiş kuru kekik
Tuz, karabiber
Hazırlanışı:
1. Öncelikle öğütülmemiş kuru kekik diyerek neyi kastettiğimi açıklamak istiyorum. Baharatçılarda ve aktarlarda kurutulmuş kekik demet olarak satılıyor. Ben mutfağımda onlardan alıp kullanıyorum. Hem daha uzun dayanıyor, hem her yemekte kullanacağım kadarını elimle parçalayıp atıyorum ve tadı daha yoğun, daha aromatik oluyor. Lavaşlarda da bunu kullandım. Elinizde varsa taze kekik ya da taze biberiye de kullanabilirsiniz.
2. Lavaşları elimizle koparıp koparıp fırın tepsisine çok üst üste binmeyecek şekilde atıyoruz. Üstüne istediğimiz kadar (bana göre bolca) kekik, tuz, taze çekilmiş karabiber serpip zeytinyağını hepsine bir yerinden değecek şekilde gezdiriyoruz.
3. Elimizle şöyle bir alt üst edip tüm baharat ve zeytinyağın lavaşlara değdiğinden emin olduktan sonra 160 derece fırında 15 dakika kadar, yani lavaşlar suyunu kaybedip kıtırlaşana ve altın sarısı renge dönene kadar bekliyoruz.
4. Tepsiden kaseye koyana kadar kaç parça ağzıma attım hatırlamıyorum. Buna hazırlıklı olup biraz fazlaca yapmakta fayda var!
5. Yanına dip sos olarak naneli humus koydum. Süzme yoğurttan biraz baharatla kolay bir dipsos da hazırlanabilir. Eğlenceli pazarlar ve akşamlar dilerim herkese!
11 Ocak 2014 Cumartesi
Üç Otlu Salata
Malzemeler:
1 demet maydonoz
1 demet dereotu
1 demet taze nane
1 demet taze soğan
1 büyük nar
1 bardak kuru üzüm
1 bardak arpa şehriye
2 yemek kaşığı haşhaş tohumu
1 limon
Nar ekşisi, zeytinyağı, tuz
Hazırlanışı:
1. Arpa şehriyeyi haşlamaya başlıyoruz. Diğer yanda, dereotu, maydanoz ve naneyi yıkıyor, taze soğanı temizliyoruz, hepsini incecik kıyıyoruz.
2. Temizlediğimiz yeşillikleri salata kasesine koyuyoruz.
3. Üstüne bir bardak kuru üzüm ve haşlanmış arpa şehriyeyi ekledikten sonra şöyle bir karıştırıyoruz.
5. Sofraya getirmeden önce hepsinin üstüne bol nar döküyoruz. Afiyet olsun!
Balkabaklı Biberiyeli Top Ekmek
Tatlı patatesli ve taze biberiyeli ekmek tarifini uygulamak için tatlı patatesi balkabağıyla değiştirdim. Havuç rendesi de denenebilir. Gerçekten çok kolaymış. Sadece 'buttermilk' denen malzeme için yoğurt ve sütü karıştırmam gerekti. Sıcakken yenmesi tavsiye ediliyormuş! Bunu uygulamak hiç zor olmadı. =))
Malzemeler:
350 gr beyaz un
150 gr çavdar unu
1 tepeleme tatlı kaşığı karbonat
1 çay kaşığı tuz
Taze çekilmiş karabiber (bir çay kaşığı kadar)
4 küçük dilim balkabağı
1 tatlı kaşığı kıyılmış taze biberiye
Bir bardak yoğurt ve yarım bardak sütün çırpılmasıyla elde edilmiş 'buttermilk' muadili
Hazırlanışı:
1. Fırını 220 derece ısınmak üzere ayarlayıp tepsimizi ve yağlı kağıdımızı hazırlıyoruz.
2. Çukur bir kapta kuru malzemeyi tahta kaşıkla karıştırıp içine biberiye ve rendeleyip üstüne bir de kıydığımız balkabaklarını ekliyoruz.
3. Yoğurt ve sütü bir kasede çırpıp kuru karışımın üstüne döküyoruz ve elimizle ya da makinede yoğurmaya başlıyoruz. Mikser bile kullansak, eninde sonunda o hamura bir el atmak gerekiyor. Ki bence en eğlenceli bölüm bu yumuşacık hamura dokunmak. :)
4. Eğer hamur yapış yapış kalırsa beyaz un ekleyebiliriz. Hamurumuzu un serpilmiş temiz bir tezgaha alıp birkaç dakika yoğurduktan sonra dört eşit parçaya bölüyoruz. Sonra her bir parçayı da ikiye bölüp sekiz küçük top elde ediyoruz.
5. Hamurlara düzgünce top şekli verdikten sonra fırın tepsisine dizip keskin bir bıçakla üstüne çarpı atıyoruz. 220 derece fırında tam 25 dakika. Her zaman söylediğim gibi, hatırlatıyorum, her fırının pişirme hızına göre beş dakika eksik ya da fazla tutulabilir. Kabuğu çıtır çıtır olup rengi esmerleşince ekmek hazır demektir.
6. Sıcak ekmeğimizi telde 10 dakika kadar dinlendirdikten sonra yemeye hazırız. Açıkçası bizimki on dakika dinlenmeye bile fırsat bulamadan, dumanı tüte tüte elle parçalandı. Gerçekten leziz! Sırf bu ekmeği yemek için akşama mercimek çorbası yapmayı düşünüyorum.
İlk dörtlü fırından çıktığında mutfaktaki koku şahaneydi. Tüm öğleden sonrası da sürecek gibi.
Şuna bakar mısınız? Başka bir şey diyemiyorum...
Ekmek Pişirmek ve Tariflerim Hakkında
Ben pastacı değilim. Aşçı ya da şef değilim. Bu işin eğitimini almadım. Kafem, restoranım, endüstriyel bir mutfağım, küçük ev yemekleri satan bir dükkanım ya da evden kurabiye yapıp satmışlığım yoktur. Benim için yemek, elbette öncelikle hayatın doğal bir parçası, bir mecburiyet, hayatta kalma aracı. Fakat bu araç benim için öylesine değerli, öylesine güzel ve önemli ki, merakım hiç bitmiyor.
Çocukken evdeysem anneannem mutfakta poğaça yapıyorsa, dakikalarca karşısında oturup hamur yoğurmasını izleyebilirdim. İlkokuldayken annemin yemek defterinde bisküvili pasta tarifini okuyup yaptığım günü hatırlıyorum. Aile yemekleri verdiğimiz haftasonları babamın mutfağa girip o büyük tahtanın üstünde etleri özenle doğrayışı, temizleyişini izlemek bile hoşuma giderdi. Pilav, makarna, fırında tavuk, ev hamburgeri, çizburger, fırında kıtır cipsler, et yemekleri maceralarım; domates soslu kızartma yapmaya kalkıp pişman oluşum; anneannem gibi zeytinyağlı dolma yapmak için üç saat boyunca soğan doğrayıp bütün geceyi mutfakta geçirişim ve sonucunda uzun yıllar dolma yapmaktan korkuşum; babaannemin kurabiye tariflerini uygulayıp niçin onun gibi olmuyor diye sorgulayışım ve 'el terazi göz kantar' anlayışını öğrenme sürecim... Benim için yemek ve mutfakla ilgili ayrıntılar hep çok özeldir. Ne zaman soğuk bir günde mutfakta yemek pişerken buhardan camlar buğulansa kar yağıp elektrik kesildiği, evde mahsur kaldığımız grupla makarna haşlayıp yemeye çalıştığımız gün gelir aklıma. Annemin evindeki küçücük mutfağa on kişi sıkışmamız.
Daha fazla romantikliğe dalmadan sözümü söyleyip devam edeyim en iyisi. Bu blog sayfasına başlama sebebim tariflerimi paylaşmak, kendimce bir portföy oluşturmaktı. Tariflerimin bazıları yakınlarımdan, bazıları kendi uydurduğum tarifler, bazılarıysa kitaplardan ya da televizyondaki şeflerden öğrenip harfiyen uyguladığım ya da adapte ettiğim yemekler. Son zamanlarda keşfettiğim bu güzel kitap beni ekmek yapımına ısındırdı. Türkçe'ye çevrildi mi, bilmiyorum, çevrilmediyse yemek kitabı basan yayınevleri acele etsin. Hatta seve seve bizzat çevirebilirim! :) Kitabın ismi step-by-step bread. Yazarıysa Caroline Bretherton. Ekmek yapımını adım adım fotoğraflarla ve son derece basit uygulamalarla anlatıyor. Herkese tavsiye ediyorum. Evde ekmek yapmak hep profesyonellerin işi ya da tam teşekküllü mutfak gerek, özel bir fırın ve alet edevat gerek, onlar olsa da kıvamını tutturmak zor, başarmak imkansız gibi düşüncelere sahiptim. Çok şükür ve ne güzel ki, D&R kitapçısında bulduğum bu kitap tüm tabularımı yıktı. Üstelik de ekmek yapmak mucizevi geliyor bana. Hamurun parmaklarımın arasındaki hissi, özellikle ılık mayayla yapmışsam, tarifi mümkün olmayan bir keyif, adeta bir rahatlama ve terapi. Umarım tariflerimi takip edenler evde dener ve bunu yaşar. Meraklılarına da hemen şimdi gidip bu kitabı bulmalarını tavsiye ediyorum. Herkese sıcacık ocağın tüttüğü, tencerelerin dolup taştığı mutlu sofralar dilerim.
Bal kabaklı, biberiyeli top ekmekler.
Amerikan usulu karbonatlı ekmek. Tarifini geçen hafta paylaşmıştım.
Yine geçen hafta uyguladığım, basitliğine şaşıp kaldığım yulaflı kıtırlar. Fıstık ezmesiyle harika oluyormuş, bir ara keşfettim de ekleyeyim dedim. :)
Etiketler:
ekmek,
evyemekleri,
kolaytarifler,
tarif,
tarifler,
yemek,
yemekpişirme,
yemektarifi
10 Ocak 2014 Cuma
İngiliz Çay Keki
İçinde hiç yağ yok! Bu ayrıntıyla damardan girmeye karar verdim, umarım etkili olmuştur. :) Bu keki ilk yine kayınvalidemden gördüm ve aşağı yukarı anlattığı tarifiyle uyguladım. İngiliz'lerin çok eskiden beri beş çayının yanında hazır ettikleri, özellikle sıcak fırından çıkarıp çay saatine yetiştirip tereyağı sürerek yemeyi sevdikleri bir kekmiş. İngilizce'den çevirirsem hatta 'Çay Ekmeği' bile diyebilirim. Oldukça yoğun, baharatlı, doyurucu ancak midede çok hafif bu keki yapmak kolay. Mutfakta bulunsun. Bir hafta tazeliğini koruyor. Baktık bitmedi, dilimleyip buzlukta saklayabilir, istediğimiz kadar çıkarıp çıkarıp tüketebiliriz. Sadece öncesinde küçük bir hazırlık gerekiyor, o da kuru üzümleri demlenmiş çayda bir iki saat bekletmek. (Eklemeden geçemeyeceğim: Bekletmeden de yaptım, bir şey olmuyor; bekletirsek üzümler tombul tombuk şişip yumuşuyor ve adet yerini buluyor.)
Malzemeler:
1 bardak demli çay
3 bardak un
3 yumurta
1 paket kabartma tozu
1,5 bardak toz şeker
Yarım bardak süt
3/4 bardak kırılmış ceviz
3/4 bardak kuru üzüm (daha fazla da olabilir)
1 tatlı kaşığı tepeleme tarçın
Hazırlanışı:
1. Kuru üzümler soğuk çayda ıslatılıp bekletilir.
2. Tüm malzemeler çukur bir kapta mikser yardımıyla güzelce karıştırıldıktan sonra derin dikdörtgen kek kalıbında 175 derece fırında 50 dakika pişirilir.
3. Üstüne vişne reçeli döküp ya da yanında tereyağı ve reçelle birlikte servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun!
İşte benim kendimi İngiliz hissettiğim bir beş çayı anım. :)
Sanırım bu keki sütlü çayla sevmişim. :)
Yakından bakıldığında da kekin yoğun dokusu belli oluyor. Yediğinizdeyse doyurucu ama hafif bir his.
On bir kahvesinin yanında bir dilimcik! Herkese neşeli günler!
Yeşil çayım, tereyağım, reçelim, oh!
Malzemeler:
1 bardak demli çay
3 bardak un
3 yumurta
1 paket kabartma tozu
1,5 bardak toz şeker
Yarım bardak süt
3/4 bardak kırılmış ceviz
3/4 bardak kuru üzüm (daha fazla da olabilir)
1 tatlı kaşığı tepeleme tarçın
Hazırlanışı:
1. Kuru üzümler soğuk çayda ıslatılıp bekletilir.
2. Tüm malzemeler çukur bir kapta mikser yardımıyla güzelce karıştırıldıktan sonra derin dikdörtgen kek kalıbında 175 derece fırında 50 dakika pişirilir.
3. Üstüne vişne reçeli döküp ya da yanında tereyağı ve reçelle birlikte servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun!
İşte benim kendimi İngiliz hissettiğim bir beş çayı anım. :)
Sanırım bu keki sütlü çayla sevmişim. :)
Yakından bakıldığında da kekin yoğun dokusu belli oluyor. Yediğinizdeyse doyurucu ama hafif bir his.
On bir kahvesinin yanında bir dilimcik! Herkese neşeli günler!
Yeşil çayım, tereyağım, reçelim, oh!
Kayısı Chutney
Türkiye'de çok bildiğimiz bir sos değil. Maalesef bu yüzden ismini İngilizce yazdım, nasıl çevirsem diye düşünüp durdum ama yok. Reçel desem reçel değil, sirkeli ama turşu hiç değil. Bu tatlı ekşi sos 'chutney' aslında Hint kökenli.
Etli yemeklerin yanında tatlı-ekşi bir garnitür olarak servis edilebildiği gibi sandviçlerin arasına ince bir tabaka sürülebiliyor. Köy ekmeği, eski kaşar ve chutney üçlüsü nefis bir hafif akşam yemeği olabiliyor. Bizim mutlu mutfağımızda her daim bir iki kavanoz chutney bulundurmaya özen gösteriyorum.
Chutney, her türlü sebze ve meyveden yapılabiliyor ve bu sebze ve meyveler sirke ve şekerle kaynatılıyor. Sonra da aylarca, haftalarca kilerinizde saklayabilirsiniz. Bazı tariflere alkol ve bilumum baharat dahil olurken bazısı daha sade ve tek meyveye odaklanmış oluyor. Elma chutney, ayva chutney, limon chutney, Akdeniz chutney, ya da kayınvalidemin yıllardır kullanılmaktan eprimiş bir sayfaya not ettiği, ölçüsünü değiştirmeden her kış yaptığı o 'karışık' chutney. İlk gördüğümde şoka girmiştim, tadınca şaşırdım ama beğendim. Bu da benim kolay Kayısı Sosum.
Malzemeler:
250 gr kuru kayısı (taze de olabilir)
500 gr tatlı kırmızı elma
1 büyük beyaz soğan
1 limon ya da portakalın kabuğunun rendesi ve içinin suyu (bu tarifte ben portakal kullandım)
1 silme tatlı kaşığı tuz
600 ml sirke (üzüm ya da elma sirkesi; ben üzümü tercih ettim)
500 gr beyaz ya da esmer şeker (bu tarifte beyaz şeker kullanıldı)
4 adet tarçın çubuğu
7-8 adet karanfil
1 tatlı kaşığı zencefil (arzuya göre, elenebilir)
5-6 tane karabiber
2 adet defne yaprağı
1 tatlı kaşığı Çin beş baharat karışımı (Chinese Five Spice, marketlerde bulunuyor)
Hazırlanışı:
1. Kayısıları bir gece önceden yumuşamaları için suya koyuyoruz. Ertesi gün kayısıları bıçakla doğruyoruz. Bunun yerine, taze kayısı da kullanılabilir.
2. Elma ve soğanı da küp küp istediğiniz biçimlerde doğrayıp şeker haricinde diğer bütün malzemelerle birlikte tencereye atıp kaynatmaya başlıyoruz. Baharatlar taneli olduğundan kaynatmanın sonunda çıkarmak kolay oluyor veya tülbentten yapacağınız temiz bir keseye doldurup da tencereye atabilirsiniz.
3. Elmalar, soğan, kayısılar, baharatlarımız sirkenin içinde fokurdayınca altını kısıp 45 dk ya da bütün malzemeler iyice yumuşayana kadar pişiriyoruz.
5. Kayısı chutney'nin altını kapatıyoruz. Elinizde taze bir dilim ekmek varsa, hemen bir çay kaşığıyla tadabilirsiniz. Soğuduktan sonra kavanozlara doldurup aynı reçel gibi loş bir dolap ya da kilerde birkaç ay saklayabilirsiniz. Durdukça tadı yoğunlaşıp güzelleşiyor.
Chutney'yi kullanabileceğiniz birkaç öneri:
Taze köy ekmeği ya da tam buğday ekmeği, eski kaşar gibi tuzlu bir peynir ve chutney harika bir ikindi kahvaltısı oluyor.
Burger'lerin içinde ekmeğe sürebilirsiniz.
Izgara ya da frında tavuğun yanında garnitür olarak servis edebilirsiniz. Izgara etin yanında da sunabilirsiniz. Veya bütün tavuğu fırına atmadan önce dış kısmını chutney ile hafifçe sıvayın. Sonuca bayılacaksınız.
9 Ocak 2014 Perşembe
Beşamel Soslu Karnıbahar
Ana yemeklerinizin yanına güzel bir sıcak garnitür olabilir. Başlı başına hafif bir yemek olabilir. Misafirlerinize hazırladığınız sofralarda göz doldurabilir. Karnıbahar sevmeyenlere sevdirmeye aday, nefis sarımsaklı beyaz sosuyla sıcacık beşamel soslu bu yemeği ben eskiden beri seviyorum. Tarifin orijinali annemden. Benimki biraz hafif bir versiyonu. Ancak lezzetten ödün vermedim. İçine küçük bir ekleme yapıp biraz renk kattım. İki gün önce salatasını yaptığım brokolinin saplarını sakladım. Bir parmak kalınlığında kesip karnıbaharların yanına attım. Brokoli sapı salatada çiğ ya da haşlanmış halde, etlerin yanına garnitür olarak buharda pişmiş şekilde de sık sık kullandığım bir malzeme. Bu tabakta da krem rengi ve uçuk yeşilin uyumu hem göze hitap etti, hem de tadı nefis oldu.
Malzemeler:
Bir demet karnıbahar
Bir demet brokolinin sapları
Yarım litre süt
İki yemek kaşığı un
İki yemek kaşığı tereyağı
İki diş sarımsak
Bir su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
Tuz, karabiber
Hazırlanışı:
1. Karnıbaharları ve brokoli saplarını 15 dakika suda haşlıyor ya da buharda pişiriyoruz. Bu arada da beyaz sosumuzu hazırlıyoruz.
2. Bir sos tenceresine tereyağı ve unu katıp karıştırıyoruz. Birbirine yapıştıktan sonra unun çiğ tadının gitmesi için iki dakika daha kavurduktan sonra üstüne soğuk sütün hepsini koyup güzelce karıştırıyoruz.
3. Unlu tereyağı sütün içinde eriyip krema gibi olduktan sonra içine iki diş rendelenmiş sarımsak, tuz, karabiber ve arzuya göre rendelenmiş kaşar peynirinin yarısını ekliyoruz.
4. Derince bir fırın kabına karnıbaharları ve brokoli saplarını yerleştirip beyaz sosu sıcakken içine döküyoruz. Hepsinin üstünü rendelenmiş kaşar peyniriyle kaplayıp 160 derece fırında 20 dakika, üstü kızarana kadar pişiriyoruz.
Afiyet olsun!
Kırmızı Soslu Et ve Spagetti
Televizyonun karşısında koca bir tabak spagetti, üstünden salçalı sosu akan etli ya da tavuklu sıcacık bir yemeği kim sevmez? Kışın evde daha fazla vakit geçirdiğimiz bu uzun gecelerde, en büyük keyif akşam yemeği bizim için. Bu akşam da eşimden bir tarif geldi. Tarifin adını Kırmızı Soslu koyduk çünkü içinde üç ayrı kırmızı malzeme var. Çok fazla baharat yok, güçlü tatları bir araya getirmekten ibaret. Toplam 15-20 dakikada hazır. Hani işten dönüp ya da dışarıdan gelip de şimdi doyurucu ne yapsam diye düşündüğümüz günler vardır ya? İşte o akşamların kurtarıcı yemeği, lezzeti bol, tadına doyulmaz yoğun sosuyla et ve spagettimiz.
Malzemeler:
Yarım kilo tavuk göğüs ya da kuzu göğüs ya da sucuk
Bir büyük kırmızı soğan
3 büyük diş sarımsak
2 yemek kaşığı domates salçası
2 yemek kaşığı sirke
1 küçük su bardağı kırmızı şarap
1 küçük su bardağı su
Tuz, karabiber, kurutulmuş fesleğen
Yarım paket spagetti
Hazırlanışı:
1. Kırmızı soslu etimiz ve makarna aynı anda pişeceği için ocağa bir tava ve bir makarna tenceresi yerleştirip makarnanın suyunu kaynatmaya başlıyoruz.
2. Tavuk göğsünü yarımşar santim genişliğinde küçük parçalar halinde doğruyoruz. Kırmızı soğanı da iri küpler halinde (sosun içinde biraz dişe gelmesi için) kesiyoruz, sarımsağı rendeliyoruz. Bu arada makarnanın suyu kaynadıysa 12 dakika pişirmek üzere tuzlu suya atıyoruz.
3. Tavamıza biraz zeytinyağı döküp sarımsak ve soğanı kızdırmakla başlıyoruz. Soğanlar iyice yumuşadıktan sonra eti içine atıp karıştırıyoruz. Bu tarifte eşim Girit'ten getirttiği özel bir tütsülenmiş et kullandı. Onun yerine tavuk veya yumuşak bir kuzu etiyle, ince kesilmiş dana etiyle veya sucukla da bu tarif uygulanabilir. Karışıma tuz, karabiber, kuru fesleğen atıp kavurmaya devam ediyoruz.
4. Üstüne iki yemek kaşığı üzüm sirkesi katıp şöyle bir döndürdükten sonra bu kez yarım bardak şarabı ekliyoruz.
5. İki büyük yemek kaşığı domates salçasını bir bardak suda çözüp koyu kıvamda bir karışım haline getirdikten sonra tavamıza döküyoruz. Şarabın geri kalanını da döküp güzelce karıştırdıktan sonra altını kısıyoruz. Artık tek yapmamız gereken kullandığımız etlerin piştiğinden emin olmak. Tavuk ya da sucuk kullandıysanız, küçük kestiğiniz parçalar şu aşamada pişmiş olmalı.
6. Ancak etlerin pişmesini bekliyorsak, bu arada yemeği kontrol etmeliyiz. Eğer sos suyunu çekerse dibi tutmaması için azar azar su ekleyebiliriz. Kıvamını yoğun tutmakta fayda var. Spagettileri süzüp sızma zeytinyağı ve tuzla güzelce karıştırdıktan sonra doğrama tahtasında bir miktar maydanozu incecik kıyıyoruz.
7. Tabağımızı birleştirip afiyetle yemeğe hazırız. Alta bol spagetti, üstüne dumanı tüten, yoğun kıvamlı kırmızı soslu etlerimiz ve en üstüne hafif bir tazelik vermesi için kıyılmış maydonoz. Afiyet olsun!
Malzemeler:
Yarım kilo tavuk göğüs ya da kuzu göğüs ya da sucuk
Bir büyük kırmızı soğan
3 büyük diş sarımsak
2 yemek kaşığı domates salçası
2 yemek kaşığı sirke
1 küçük su bardağı kırmızı şarap
1 küçük su bardağı su
Tuz, karabiber, kurutulmuş fesleğen
Yarım paket spagetti
Hazırlanışı:
1. Kırmızı soslu etimiz ve makarna aynı anda pişeceği için ocağa bir tava ve bir makarna tenceresi yerleştirip makarnanın suyunu kaynatmaya başlıyoruz.
2. Tavuk göğsünü yarımşar santim genişliğinde küçük parçalar halinde doğruyoruz. Kırmızı soğanı da iri küpler halinde (sosun içinde biraz dişe gelmesi için) kesiyoruz, sarımsağı rendeliyoruz. Bu arada makarnanın suyu kaynadıysa 12 dakika pişirmek üzere tuzlu suya atıyoruz.
3. Tavamıza biraz zeytinyağı döküp sarımsak ve soğanı kızdırmakla başlıyoruz. Soğanlar iyice yumuşadıktan sonra eti içine atıp karıştırıyoruz. Bu tarifte eşim Girit'ten getirttiği özel bir tütsülenmiş et kullandı. Onun yerine tavuk veya yumuşak bir kuzu etiyle, ince kesilmiş dana etiyle veya sucukla da bu tarif uygulanabilir. Karışıma tuz, karabiber, kuru fesleğen atıp kavurmaya devam ediyoruz.
4. Üstüne iki yemek kaşığı üzüm sirkesi katıp şöyle bir döndürdükten sonra bu kez yarım bardak şarabı ekliyoruz.
5. İki büyük yemek kaşığı domates salçasını bir bardak suda çözüp koyu kıvamda bir karışım haline getirdikten sonra tavamıza döküyoruz. Şarabın geri kalanını da döküp güzelce karıştırdıktan sonra altını kısıyoruz. Artık tek yapmamız gereken kullandığımız etlerin piştiğinden emin olmak. Tavuk ya da sucuk kullandıysanız, küçük kestiğiniz parçalar şu aşamada pişmiş olmalı.
6. Ancak etlerin pişmesini bekliyorsak, bu arada yemeği kontrol etmeliyiz. Eğer sos suyunu çekerse dibi tutmaması için azar azar su ekleyebiliriz. Kıvamını yoğun tutmakta fayda var. Spagettileri süzüp sızma zeytinyağı ve tuzla güzelce karıştırdıktan sonra doğrama tahtasında bir miktar maydanozu incecik kıyıyoruz.
7. Tabağımızı birleştirip afiyetle yemeğe hazırız. Alta bol spagetti, üstüne dumanı tüten, yoğun kıvamlı kırmızı soslu etlerimiz ve en üstüne hafif bir tazelik vermesi için kıyılmış maydonoz. Afiyet olsun!
5 Ocak 2014 Pazar
Etli Turta
Kışın soğuk günlerinde, sıcacık, fırından yeni çıkmış mis gibi tereyağı kokan, dışı kıtır çıtır hamurlu, içi sulu leziz etli, doyurucu, iştah kabartan şahane bir tarife ne dersiniz? Hamuru bol tereyağlı, baharatlarla çeşnilendirilmiş, yoğun bir karışım. İç harcı et, mantar ve bol soğanla yaptım. Pişerken çıkan kokulardan belliydi sonuç! Yalnız bir uyarı: Son derece doyurucu bir yemek. Ana yemek yerine koyun. Ailece oturup turta kalıbının kırıntıları üstüne kavga edebilirsiniz.
Malzemeler:
750 gr kuşbaşı et
1 orta boy soğan
5 diş sarımsak
1 yemek kaşığı salça
1 su bardağı doğranmış mantar
1 tatlı kaşığı toz şeker
1 yemek kaşığı tereyağı
2 yemek kaşığı un
Zeytinyağı
Tuz, karabiber
1 çay kaşığı kimyon
1 çay kaşığı kırmızı biber
1 tatlı kaşığı adaçayı
Rendelenmiş eski kaşar (arzuya göre)
125 gr tereyağı
250 gr un
1 tatlı kaşığı kekik
1 çay kaşığı tuz
2 yemek kaşığı süt
2 yumurta
Hazırlanışı:
1. Tencereye iki kaşık zeytinyağı koyup kuşbaşı etleri sıcak tencerede kavuruyoruz. Etlerin dışı kabuk tuttuktan sonra incecik doğranmış sarımsak ve soğanları ekleyip karamelize olana kadar soteliyoruz.
2. Soğan ve sarımsaklar yumuşadıktan sonra tenceremize bir yemek kaşığı salça, kimyon, karabiber, tuz, doğranmış adaçayı (nefis bir aroma veriyor, kırmızı etle çok yakışıyor) koyup hepsini karıştırmaya devam ediyoruz. Etlerin güzelce pişmesi için üstünü örtecek kadar sıcak su koyup altını kısıp yarım saat pişmeye bırakıyoruz.
4. Bu arada fırını 200 dereceye ayarlıyoruz.
5. Hamur için 250 gr unu 125 gr tereyağı ile karıştırıyoruz. Ölçme kabı olmayanlar için un yaklaşık 2,5 su bardağı, tereyağı da 2-3 yemek kaşığı kadar.
6. Unun içine iki yumurta, bolca kekik, tuz, 2 yemek kaşığı süt koyduktan sonra güzelce yoğuruyoruz. Elinize yapışırsa un ekleyebilirsiniz ancak hamur çok sert olmamalı.
7. Hamurdan bir avucumuzu dolduracak kadar bir parça koparıp kenara koyuyoruz. Bu parça turtamızın kapağı olacak.
8. Kalan büyük parçayı temiz bir tezgahta yarım santimden ince açtıktan sonra yağladığımız turta kalıbına, kenarlarını da kaplayacak şekilde seriyoruz.
9. Turtanın iç harcı bu arada iyice yumuşamış olmalı. Arzuya göre, eski kaşar rendesi katıp hamurun üstüne döküyoruz. Kenara ayırdığımız küçük parçayı turta kalıbımızın boyutunda incecik açıyoruz ve harcın üstüne kapattıktan sonra kenardan taşan kısımları kapağın üstüne bastırıyoruz.
İşte fırına girmeye hazır, yanlış kapatılmış bir turta! =) Fakat piştikten sonra o kapağı kaldırıp altından çıkan duman öyle bir koku yaydı ki...
11. Turtayı fırına vermeden önce içindeki buharı çıkabilsin diye en üstüne bıçakla çizerek hafif bir çarpı şekli ya da yan yana iki küçük kesik yapıyoruz.
12. 200 derecede 50-55 dakika içinin de, dışının da yeterince pişmesi için ideal. Afiyet olsun.
Evet, turta kesildikten sonra birkaç saniye tabakta gördüm.
Herkese afiyet olsun!
Etiketler:
evyemekleri,
hamurişi,
kolaytarifler,
sağlıklıtarifler,
tarif,
tarifler,
turta,
tuzlu,
yemek,
yemekpişirme,
yemektarifi
4 Ocak 2014 Cumartesi
Yulaflı Kıtır
Tuzlu, yulaflı, mis gibi zeytinyağı kokulu. Toplam otuz dakika içinde hazırlayacak, pişirecek, hatta fırından çıkar çıkmaz bir parça tatmış olacaksınız.
Mazlemeler:
100 gr yulaf
100 gr tam buğday unu
1,5 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı taze çekilmiş karabiber
1 çay kaşığı karbonat
3 büyük yemek kaşığı zeytinyağı
Hazırlanışı:
1. Fırını 180 dereceye ayarlıyoruz ve kuru malzemeleri birbirine karıştırıyoruz.
2. Zeytinyağını 5 yemek kaşığı kaynar suyla karıştırıp kuru malzemelerin ortasında açtığımız havuza döküp hamuru hazırlıyoruz. Eğer kuru parçalar kalırsa azar azar sıcak su ekleyebiliriz.
3. Hamur bir araya geldikten sonra temiz bir tezgaha biraz un serpip yarım santim inceliğinde açıyoruz. 6 santim çapında yuvarlak kesme kalıbıyla kesip yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye diziyoruz. Mümkün olduğunca çok kesmeye çalışıyoruz çünkü hamur yulaflı olduğundan çok kolay dağılıyor.
4. Yuvarlak hamurları tepsiye yan yana arada boşluk bırakmadan dizebiliriz çünkü zaten kabarmıyor. Sıcak fırında 10 dakika pişirdikten sonra çıkarıp ters yüz çeviriyoruz. Tekrar fırına verip 5 dakika daha tutuyoruz ve yulaflı kıtırlar hazır!
5. Akşamüstü atıştırması ya da ara öğün olarak bir parça beyaz peynir, zeytin ezmesi, bir dilim domates ya da biberle tadına doyulmuyor! Üstelik de vicdan azabı duymadan yiyebiliriz. Tam benim gibi hamur işi sevenlere uygun! =)
Etiketler:
kahvaltı,
kolay,
kolaytarif,
nefis,
oatcakes,
pratik,
tarif,
tarifler,
yemek,
yemektarifi,
yılaflı,
yulaflıkıtır
Kuru Üzümlü Tatlı Ekmek
Fırından yeni çıkmış, tazecik, sıcacık bir ekmek gibisi var mıdır? Yeni aldığım step-by-step bread kitabında American Soda Bread tarifi buldum ve hemen denemeye karar verdim. Yapılışı çok kolay, tam haftasonu kahvaltılarına ya da çay saatlerine uygun bir ekmek. Mayasız olduğu için çabucak hazırlanıp pişiyor.
Malzemeler:
400 gr beyaz un
1 tatlı kaşığı tuz
1 paket kabartma tozu
50 gr toz şeker (pudra şekeriyle yarı yarıya karışık kullanılabilir)
50 gr tereyağı
100 gr kuru üzüm (açıkçası ben canım istediği kadar koydum!)
Bir bardak sulu yoğurt
Yarım çay bardağı süt
1 yumurta
Yapılışı:
1. Fırını 180 dereceye ayarlıyoruz. Ekmek pişirirken fırının kendi ısısı çok fark yaratıyor. Ben mutfağımdaki fırının yavaş pişirdiğini fark ettim. Bu yüzden bu ekmek için 50-55 dakika süre verilmesine rağmen ben 60 dakika pişirdim.
2. Kuru malzemeleri çukur bir kaba koyup karıştırıyoruz. İçine tereyağını küp küp kesip parmaklarımızla ufalayarak una yedirip kırıntılı bir kuru karışım oluşturuyoruz.
3. Başka bir kenarda yoğurt, süt ve yumurtayı güzelce çırpıp kuru karışımın ortasını havuz gibi açıp yediriyoruz. Kuru üzümleri katıyoruz.
4. Hamuru düzgün, büyükçe bir top haline getirip yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirdikten sonra bıçakla çarpı şeklinde üstünü çiziyoruz. Sonra da 180-190 derece fırında 50-55 dk pişiriyoruz.
Etiketler:
baking,
ekmek,
evdepişti,
evyapımı,
fırındaekmek,
kolay,
kuruüzümlü,
lezzetli,
nefis,
pratik,
recipe,
recipes,
soda bread,
tarifler,
tatlıekmek,
yemektarifi
3 Ocak 2014 Cuma
Kıymalı Pırasalı Turta
Girit soframa hoşgeldiniz! =) En sevdiğim tariflerden birini paylaşmakla başlamak istedim. İki sene önce Girit'te bir köyde gittiğim, ev yemekleri yapan bir tavernada yiyip bayıldığım bu turtayı hemen sorup soruşturdm, kendimce yorumlayarak hazırladım. Giritli eşimin onayından geçtiği için gönül rahatlığıyla yayınlıyorum. Ana yemek görevi de görebilir, güzel bir çay sofrasına ya da sunumlara da dahil olabilir.
Malzemeler
- 5-6 sap pırasa
- 400 gr kıyma
- 3 çorba kaşığı domates (rendelenmiş ya da blenderdan çekilmiş)
- Bir tatlı kaşığı muskat rendesi
- Zeytinyağı
- Tuz, karabiber
- Bir çimdik pul biber
- 350 gr un
- 1 büyük kahve fincanı zeytinyağı
- 1 büyük kahve fincanı süt
- Bir çimdik tuz
- 1 yumurta
- Susam ve çörek otu
Hazırlanışı
- Geniş bir tavayı ya da teflon tencereyi ısıtıp iki büyük kaşık sızma zeytinyağı koymakla başlıyoruz. Hemen kıymamızı atıp kavuruyoruz.
- Bu arada pırasaları yıkayıp incecik incecik doğramaya başlıyoruz. Kıymanın rengi döndükten sonra pırasaları atıp karıştırıyoruz. Üstüne üç çorba kaşığı domates püresi/ rendelenmiş domatesi ekliyoruz.
- Bir tatlı kaşığı toz muskat ya da tane muskatın çeyreğini karışımın içine rendeliyoruz. Muskat, çoğu Yunan ve Girit yemeğine katılan bir baharattır. Hem malzemenin lezzetini ortaya çıkarır, hem diğer baharatları dengeler, hem de çok hoş bir koku katar. Üstüne damak zevkimize göre tuzunu, biberini, acı seviyorsak pul biberini de ekleyip altını kısıyoruz.
- Temiz tezgahımızın üstüne 350 gr (ortalama üç dört su bardağı kadar eder) unumuzu eleyerek koyuyor, üstüne büyük bir kahve fincanıyla ölçtüğümüz sızma zeytinyağı ve süt (ya da süt yerine yoğurt da koyabiliriz) ekleyip güzel bir hamur halini alıncaya dek yoğuruyoruz. Hamur yapışkanlı kalırsa fazladan un, çok katı olursa da süt ve zeytinyağı katarak ele yapışmayacak yarı sert kıvama getirebiliriz.
- Hamurumuzu ikiye bölüyoruz. Birinci kısmı incecik bir şekilde, turtamızı koyacağımız fırın kabının boyutlarını ve şeklini alacak biçimde açıyoruz.
- Fırın kabımızın dibini sızma zeytinyağ ile yağladıktan sonra açtığımız hamuru tabana güzelce yerleştiriyoruz. Üstüne kıymalı pırasa harcımızı döküyoruz. Eğer pırasalı harç çok sulu olduysa ve turtanın hamurunu ıslatıp yumuşatmasından korkuyorsak, hamur tabanın üstüne bir avuç bulgur serpiştirmek fazla suyu çekmesi için işe yarayacaktır.
- Pırasalı harcımızı eşit şekilde yayıp üstünü düzelttikten sonra elimizde kalan hamuru gene incecik açıp turtamızın üstünü güzelce kapatıyoruz. Hamuru kalın sevenler, bu parçaya kabartma tozu katarak kabuğu şişkin de yapabilirler.
- Bir yumurtayı çırpıp hamurun üstüne fırçayla incecik şekilde sürüp bol susam ve biraz çörek otuyla süslediğimiz turtamızı 190 derece fırında 45-50 dk, hamurun rengi kızarana kadar pişiriyoruz.
- Sıcak servis tavsiye edilir. Soğuduktan sonra dolapta dört güne kadar dayanır ve mikrodalga fırında 2 dk ısıtarak ertesi gün de bu lezzeti tüm tazeliğiyle yaşayabilirsiniz. Afiyet olsun.
Arkadaşlarla çay muhabbetine doyurucu bir lezzet Kıymalı Pırasalı Turta.
Etiketler:
cretancuisine,
evyemekleri,
giritmutfağı,
girityemekleri,
kolaytarifler,
leziz.,
pırasa,
pırasalıturta,
pirasopita,
pratik,
tarif,
tarifler,
turta,
tuzluturta,
yemektarifi,
yunanmutfağı,
yunanyemekleri
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)