29 Mart 2014 Cumartesi

Bereketli Kurabiye



Malzemeler:
1 bardak süt
1 bardak toz şeker
1/2 bardak zeytinyağı
1,5 tatlı kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı yenibahar
3,5 su bardağı un
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
1 yumurta


Hazırlanışı:
1. Bütün malzemeler elle yavaşça karıştırılır. Kulak memesi kıvamındaki ele yapışmayacak hamuru elde edene kadar unu biraz daha az ya da çok koyabilirsiniz.

2. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp ister top gibi, ister halka şeklinde aralarında boşluk kalacak şekilde fırın tepsisine dizdikten sonra 175-180 derece fırında 15 dakika kadar pişiriyoruz.

İlk piştiğinde yumuşak gibi kalıyor, durdukça içini çekip sertleşecekler. Böylece ortası yumuşak, dışı kıtırımsı bir kurabiye çayın yanında atıştırmalık hazır! Mutfakta kapalı kavanozda iki hafta tazeliğini koruyacaktır. Afiyet olsun! =)




27 Mart 2014 Perşembe

Pırasa Mücveri


Çok pratik bir tarifim! Akşam yemeklerinde etlerin yanına bir çeşit garnitür ya da misafirlerinize hazırladığınız sofralarda sunmak, çay saati ya da okuldan gelen çocuklara ikindi kahvaltısında şipşak hazırlamaya uygun bir yemek. Mücveri biz çok seviyoruz. Çocukluğumdan beri kabak mücverinin yeri bende ayrıdır. Artık çok çeşitli mücver türleri biliyoruz: Patates mücveri, karışık mücver, hatta kurufasülyeli yapan bile var. Ben de mevsimi bitmeden çok sevdiğim pırasadan doya doya yemek istediğim için biraz fazla almışım. Zeytinyağlısını yaptıktan sonra elimde kalan birkaç sap pırasayı, en çok yakıştırdığım mısır unu kullanarak bir lezzete dönüştürmek istedim. Pırasalı kekimin tarifini belki hatırlayan vardır. Hatırlamayanlar buradan okuyabilir: http://bigeninmutlumutfagi.blogspot.com.tr/2014/02/prasal-sunger-kek.html Aşağıdaki tarifim iki kişiliktir, ortalama 10-12 adet çıkıyor; miktarını arttırarak da yapabilirsiniz.

Malzemeler:
2 sap pırasa
2 diş sarımsak
1 bardak mısır unu
1 yumurta
3 -4 kaşık sulanmış yoğurt
Tuz, karabiber, kuru nane
Zeytinyağı
Galete unu 

Hazırlanışı:
1. Pırasaları incecik kıyıyoruz. İçine sırasıyla tüm malzemeleri katıp güzelce karıştırıyoruz.
2. Mücver hamurundan bir çorba kaşığı kadar alıp galete ununu bulayarak elimizle hafifçe düzleştirip spatula yardımıyla attığımız az yağlı bir teflon tavada kızartıyoruz. Gerektikçe yağını ekliyoruz. Her zaman olduğu gibi pırasa mücverimi de zeytinyağında kızarttım. Sıcak servis yapmadan önce, kağıt havlu serilmiş bir tabağa alıp fazla yağını emdiriyoruz. Üstüne bir parça beyaz peynir serpiştiriyoruz. İşte hepsi bu! Afiyet olsun!


25 Mart 2014 Salı

Karnıbahar Soslu Penne


Sebzeli makarna sevenler, daha doğrusu benim gibi sebze sevenler, her yemeğe, her tabağa yeşillik ya da sebze katmaya çalışanlar; makarna yiyim, şık görünsün ama krema kullanmadan da leziz olsun, dağılmasın, yoğun ve kıvamlı bir sosu olsun isteyenler. Süper hafif tarifim akşam yemeklerine uygun, karnıbaharı çok kaçırmazsak! =) Et, köfte ve tavukların yanına müthiş garnitür pennenin yapılışı aşağıdadır. Güzel sofralar, afiyetli, ballı keyifler herkese.

Malzemeler:
2 kişilik
1/2 paket makarna
Bir karnıbaharın üçte biri ya da dörtte biri (bir bardak kadar)
1 kuru soğan
3-4 diş sarımsak
1 yemek kaşığı krema (arzuya göre)
Zeytinyağı
Tuz, karabiber
Pul biber
Maydonoz
Arzuya göre, ince dilimlenmiş jambon parçaları

Hazırlanışı:
1. Makarnamızı bol tuzlu suda fokurdamaya bıraktıktan sonra 12 dakika içinde, yani makarnanın pişme süresinde hazırlayacağımız sosumuza başlıyoruz.
2. Soğanları ve sarımsakları incecik kıydıktan sonra zeytinyağında soteliyoruz. Pembeleşince içine bir yemek kaşığı krema atıyoruz. Krema kullanmak istemeyenler yarım çay bardağı süt ve bir tatlı kaşığı terayağı ya da sadece süt koyabilir. Tuzunu ve biberini ayarlıyoruz.
3. Soğan harcının altını kıstıktan sonra yıkanmış bir karnıbaharın, büyüklüğüne göre üçte birini, orta boy bir karnıbaharsa dörtte birini ayırıp parça parça mutfak robotuna attıktan sonra un ufak edene kadar güzelce çekiyoruz.
4. İncecik kıvama gelen karnıbaharı da tavadaki harcımıza ekleyip bir iki kez çevirdikten sonra pişen makarnalarımızı suyunu hafifçe süzüp (mümkünse nişastalı sudan bir parça bırakıp) sosa ekliyoruz.
5. Üstüne bolca sızma zeytinyağı ekleyip sos her yere yapışana kadar karıştırıyoruz. Dinlenmeye bırakmadan önce bir iki tatlı kaşığı pul biber ekleyip karıştırıyoruz.
6. Bir avuç maydanozu incecik kıyıp makarnamıza katıyoruz. Tek başına böyle yemek isteyenlere önerim üstüne iki üç dilim ince ince kesilmiş jambonla servis etmeleri. Bunun dışında, köftenin, etin, ızgara tavuğun yanında da şahane olacak bir makarna tarifi.
Herkese afiyet olsun!

Tereyağlı Yumuşak Bisküvi



Ayçekirdeği ve esmer unla denediğim bu yumuşak bisküviler, Kentucky Freid Chicken'in 'biscuit' adıyla sattığı hamurların bir benzeri oldu.

Malzemeler:
250 gr beyaz un
80 gr esmer un
100 gr tereyağı
1 bardak süt
2 çay kaşığı kabartma tozu
1 çay kaşığı tuz
2 yemek kaşığı ve üstüne serpmek için ay çekirdeği

Hazırlanışı:
1. Bisküvi tepsimizi hazırlıyor, fırınımızı 200 derece ısıtmaya başlıyoruz.
2. Çukur bir kasede un, tuz, kabartma tozunu eleyerek karıştırdıktan sonra içine dolaptan çıkardığımızı tereyağını ekleyip parmaklarımızla parçalayarak yediriyor, mümkün olduğunca tereyağı ufalamaya çalışıyoruz.
3. Hamur bir araya gelmesi için bir bardak sütü iki seferde ekleyip karışımı toparladıktan sonra içine iki kaşık ayçekirdeğini katıp bir iki kere karıştırıyor, uzun uzun yoğurmadan temiz tezgaha alıyoruz.
4. Soğuk bir cam şişe ya da soğuk su dolu bir şişeyle bir parmak kalınlığında açtıktan sonra hamurumuzu bir su bardağı ya da çay bardağının ağzıyla yuvarlak yuvarlak kesiyoruz.
5. Kısa bir açıklama: Bisküvi hamurumuzu bıçakla kare ya da dikdörtgen şeklinde de kesebiliriz. İstediğimiz büyüklükte pişirebiliriz. Sadece çok önemli bir püf noktasını unutmamalıyız: Hamurun boyutu aynı olursa, tüm bisküvilerimiz de eşit sürede eşit biçimde pişerler. Örneğin ben bu denememde önce çay bardağıyla kestim, hamurun yarısını da su bardağıyla kesip büyük parçalar çıkardım. İki boy bisküvlerimi ayrı ayrı pişirdim. Küçükler için 12 dakika, daha büyükler içinse 15 dakika fırında tuttum. Rengi biraz altın rengi olunca, dibi de piştiyse fırından alabilir, sıcak ya da soğuk servis yapabiliriz.




16 Mart 2014 Pazar

Balkabağı Kremalı Bisküvi Bar


Balkabaklı 'shortbread' denemesi. Yaptığım en güzel tariflerden biri oldu. Açıkçası Türkçe'de 'shortbread'e ne dendiğini bilmiyorum, kek değil, ekmek değil, turta değil, kurabiye değil, bisküvi kıvamına benziyor ama bisküvi değil. İsim aslında hiç önemli değil! Tarifimi deneyenler bayılacak. Balkabağıyla yapılacak binbir türlü denemeden biri bu pazar beni neşelendirdi. Balkabaklı kek, turta ve et yemeğinden sonra, son tarifim balkabaklı bisküvi bar. Köşeli bir kalıpta pişirilen hamur soğuduktan sonra üstüne tarçın ve karanfille kaynatılıp bir kaşık kremayla püre haline getirilmiş balkabağını yayıyoruz. Süslemek için çikolata eritiyoruz. Haydi bakalım, bu değişik lezzeti sunmak ve yemek isteyenler için mevsimi geçmeden tarifi veriyorum.

Malzemeler:
115 gr tereyağı
175 gr un
2 yemek kaşığı pudra şekeri
2 yemek kaşığı su

3 iri dilim balkabağı
1 bardaktan bir parmak az toz şeker
1/2 çay kaşığı toz karanfil
1 çubuk tarçın
2 yemek kaşığı su
1 yemek kaşığı krema

120 gr sütlü çikolata
50 gr bitter çikolata

Hazırlanışı:
1. Fırınımızı 180 derece ısıtmaya alıp köşeli (kare ya da dikdörtgen) fırın kabımızı hafifçe yağlıyoruz. Oda sıcaklığındaki tereyağı un ve pudra şekeriyle karıştırıyoruz, iki yemek kaşığı su ekleyip yumuşacık ve turta hamuruna benzer bir hamur elde ediyoruz.
2. Hamuru kabımızın büyüklüğü kadar açıp dibine yerleştiriyor ve sıcak fırında 25 dakika pişmeye bırakıyoruz.
3. Bu sırada balkabaklarını rendeleyip üstüne şeker ve baharatları koyduktan sonra iki kaşık su ekleyip kaynamaya alıyoruz. Aynı kabaktatlısı yapar gibi. Eğer karanfil ya da tarçının tadından hoşlanmıyorsanız, balkabağının sade tadını seviyorsanız baharatları eklemeyebilir, miktarını azaltabilir ya da sadece birini koyabilirsiniz.
4. Hamurumuz piştikten sonra soğuması üzere çıkarıp bekletiyoruz. Bu arada iyice eriyen balkabaklarına bir yemek kaşığı krema katıp blender'dan geçirerek pürüzsüz bir kıvama getiriyoruz.
5. Tarifin üstüne süslemek için sütlü çikolata eritmek istedim. Hiç süslemeden de servis yapılabilir çünkü püre haline getirilmiş balkabağının o müthiş turuncu rengi yeterince iştah açıcı. Ancak amaç 'bar' yapmak olduğu için üstünü ince bir tabaka halinde kaplayacak kadar çikolatayı benmari usulü erittim. Sırf bitter çikolata da kullanılabilir; ben bu kez sütlü çikolataya bir parça da bitter katarak eritmeyi tercih ettim.
6. Buzdolabında bekletip iyice soğuttuktan sonra keskin bir bıçak yardımıyla bar şekli vermek üzere uzun ince dikdörtgenler halinde kesip servis tabağına diziyoruz. İşte çay saatine nefis ve hoş bir tatlı. Kapalı kapta bir hafta durabilir; buzluğa atılabilir ya da hava geçirmeyen bir kutuda buzdolabının alt katında iki hafta kadar bekletilebilir. Afiyet olsun! Bol şekerli günler. :)

 Shortbread fırından çıktığında bu renkte olmalı: Altınımsı sarı ve mis tereyağı kokulu.
 Balkabaklı harcı üstüne güzelce yaydıktan sonraki görüntü.

 Sonuca adım adım yaklaşıyoruz. Tarifimde Nestle çikolata kullandım.
 Dolapta güzelce soğuduktan sonra keserken bazı yerlerde çikolata kırıldı ama önemli değil; bu barların güzelliği burada!

Erimiş çikolatayı spatulayla yayınca hafif dalgalı bir görüntü kalıyor -ki ben bu görüntüye bayılıyorum!

Mereng / Beze


Malzemeler: 
2 yumurta akı
1/2 bardak toz şeker
1 çimdik tuz
1 tatlı kaşığı kakao



Hazırlanışı: 
1. Yumurta aklarını çırpmadan önce muhakkak oda sıcaklığında olduklarına dikkat etmeliyiz. Fırı 100-150 derece arasında ısıtmaya başlıyoruz. 
2. Yumurta aklarını mikserde bir iki dakika çırptıktan sonra yarım bardak toz şeker ve bir çimdik tuz ekleyip tahminen 10 dakika kadar, ipeksi bir görünüm alıncaya dek uzun uzun çırpıyoruz. 
3. Bir tatlı kaşığı kakao ekledim ve beyaz merenglerin rengi kırılıp çok hoş bir inci rengine döndü. Bu kısım tercihe bağlı. 
4. Kremamsı ve pürüzsüz kıvamdaki karışımı temiz bir poşete döküp ucunu kesiyoruz. İstediğiniz krema torbası ucunu kullanabilirsiniz. 
5. 120 derecede 30 dakika kadar, içleri iyice kuruyana kadar pişiriyoruz. Tamamen soğumalarını bekliyoruz. Afiyet olsun! 







13 Mart 2014 Perşembe

Kolay Elmalı Bohça



Malzemeler:
2 sarı elma
10 adet baklava yufkası
2-3 yemek kaşığı tereyağı
2 yemek kaşığı krema
1 avuç kuru üzüm
1 avuç ceviz
2 tatlı kaşığı tarçın
4 yemek kaşığı beyaz şeker
Vanilyalı ve çikolatalı dondurma

Karamel sos için:
5 yemek kaşığı beyaz şeker
1 yemek kaşığı tereyağı
1 yemek kaşığı krema

Hazırlanışı:
1. Elmaları soyup rendeliyoruz. Bir sos tenceresinin içine elma, şeker, tarçın, kuru üzüm ve cevizle beraber koyup altını yakıyoruz. Şeker eriyip elmalara yumuşadıktan sonra iki yemek kaşığı krema katıp fokurdayana kadar pişiriyoruz.


2. Küçük bir tavada tereyağını eritiyoruz. Temiz bir tezgaha baklava yufkalarını iki kat serip arasına ve üstüne ince bir tabaka halinde tereyağını sürüyoruz. Ortasına bir kepçe dolusu elmalı karışımdan koyup iki kenarını kapatıp kare ya da dikdörtgen şeklinde bohça gibi kapatıyoruz.

3. Yağlı kağıt serilmiş ince kenarlı fırın tepsisine bohçaları dizip üstlerini tekrar hafifçe tereyağı ile fırçaladıktan sonra 160 derece fırında 12-15 dakika, yani kızarana kadar pişiriyoruz.

4. Fırından çıkınca yanında dondurmayla ılık servis ediyoruz. Afiyet olsun!



11 Mart 2014 Salı

Özel Günlere Bir Balık Tarifi: Pikan Cevizli Somon


Alelade bir günü özel bir akşama çevirmek, sevdiğine yemek yapmak, işte en romantik hareketlerden biri: Değerli eşi/partneri için emek vermek. Özel olduğunu, geçirilen her günün nadide olduğunu hissetmek ve buna şükretmek. Bu tarifi özellikle hoş sürprizler yapmayı sevenler için yazıyorum.  Haftaiçi, gayet sıradan bir gündü. Mart ortasında bir salı akşamı. Gün içinde işlerim yoğun ve koşturmacam çok olduğu için en basit yemeği seçtim: Balık. Balık diyince de somon almak, beş dakikada ızgara yapıp yanına iki brokoli, iki patates haşlamak benim kurtarıcı menüm. Derken somona bayılan eşim birden yemek yapacağını ilan etti ve markete koşup geliyorum diye evden çıktı. Doğal olarak hiç sesimi çıkarmadım ve çayımı içmeye devam ettim. :) Mutfakta neler oluyor diye bakmaya gidince enfes bir tarifin, adeta özel bir gün kutluyormuşuz gibi şahane bir menünün hazırlandığını görünce paylaşmadan edemedim. Somonun yanına bu kez fırında patates ve kuşkonmaz eşlik ediyor. Kuşkonmazı bulmak zor olursa, ince çalı fasülye veya brokoli, ıspanak gibi herhangi bir yeşil sebze kullanılabilir. En güzel yanı da bu gösterişli yemeği hazırlamak ve pişirmek son derece basit!

Malzemeler:
(2 kişilik)
2 dilim somon
10 adet kuşkonmaz
2 orta boy patates
2 yemek kaşığı tereyağı
2 yemek kaşığı dijon hardalı
2 yemek kaşığı bal
2-3 yemek kaşığı ekmek kırıntısı
2 yemek kaşığı pikan cevizi
2 büyük diş sarımsak
Taze biberiye
Tuz, karabiber
Zeytinyağı

Hazırlanışı:
1. Patatesleri fırçayla yıkayıp soymadan küçük parçalara bölerek haşlamaya koyuyoruz. Bir yandan kuşkonmazları ayıklayıp yıkıyoruz. Kuşkonmazı hayatımda ilk kez evde yiyeceğim için eşimden öğrendim yöntemini. İki elimizle iki ucundan tutup kuşkonmazı sert ucundan aşağı doğru çekiyoruz, nereden kırılırsa o bölümünü atıyoruz. Yani bıçakla dibinden kesmek yerine dibinden tutup aşağı bükerek kendiliğinden çıt diye kırılmasını bekliyoruz. Böylece sert ve odunsu bölümünden kurtuluyoruz.
2. Mutfak robotunun içine ekmek kırıntılarını ve pikan cevizini atıp güzelce öğütüyoruz. İlle de pikan cevizi şart mı, o nedir diyenler elbette bildiğimiz ceviz kullanabilir. Pikan cevizinin daha gevrek, daha kavruk bir tadı var ve özel gün yemeği diye alıp kullandık. Yoksa her günün cevizi elbette alasıyla iş görür. :)
3. Bir yandan da geniş bir kaseye hardalla balı, eritilmiş tereyağını koyup iyice özleşene kadar çırpıyoruz.
4. Somonları pişireceğimiz fırın kabına yerleştirip hazırladığımız sosu üstüne fırçayla ince bir tabaka halinde, her iki tarafına sürüyoruz. Üstüne de kıtırlı bir görüntü kazanması için cevizli ekmek kırıntısını kaşıkla her yerini kaplayacak şekilde döküyoruz. Dilediğimiz kadar taze biberiye yaprakları ekleyip somonun en yakın arkadaşı ekstra lezzeti katıyoruz. :)5.. Ayrı bir tepsiye alüminyum folyo koyup geri kalan sosun hepsini üstüne güzelce yayıyoruz. Kuşkonmazları bu sosun üstüne dizip incecik doğranmış iki diş sarımsağı üstüne bırakıyoruz.
6. Haşlanan patatesleri süzüp bir kez daha kabuklarını temizlemek için sudan geçirdikten sonra robotun içinde kalan ekmek kırıntısı ve cevize buluyoruz, kuşkonmazların üstüne yerleştiriyoruz ve alüminyum folyonun üstünü güzelce kapatıyoruz. Böylece sebzeler kapalı bir şekilde, buharıyla birlikte pişecek.
7. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 15-20 dk kadar pişiriyoruz. Kuşkonmaz ve somonun pişme süresi kısa olduğundan bu zaman yetiyor. Patateslerin haşlanma süresi burada hayat kurtarıcı. =) 15 dakika sonra balığı ve patatesleri kontrol edin, yumuşamışlarsa servise hazır demektir. Yanına beyaz ya da roze şarapla sunulabilir. Afiyet şeker bal olsun! =)


10 Mart 2014 Pazartesi

Kırmızı Biberli Pırasalı Makarna



Malzemeler:
3 diş sarımsak
2 sap pırasa
3 yemek kaşığı domates ve biber sosu ya da beş domates ve üç kırmızı biber
1/2 paket makarna
Tuz, karabiber, biberiye

Hazırlanışı:
1. Makarnayı bol suda haşlamaya başlıyoruz.

2. Aynı anda sarımsakları zeytinyağında kavurup üstüne pırasa ve domatesli kırmızı biber karışımını ekliyoruz, tuz, karabiber ve kuru biberiye kattıktan sonra altını kısıp pırasalar yumuşayana kadar pişiriyoruz.

3. Makarna 12 dakika sonra haşlanır haşlanmaz, suyunu süzüyoruz ve sosumuzla karıştırıp sıcakken üstüne kaşar peyniri rendeleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun!


8 Mart 2014 Cumartesi

Peynirli Ispanaklı Yufka Turtası



Ispanaklı peynirli böreği çok severim. Hatta ıspanak mümkünse yemek gibi pişirilmesin; sırf salata olsun ya da hamurlara karışsın. Günlerden cumartesi; benim için 'baking' günü. Turta yapmak çok istedim ama hamur hazırlamak bu kez zor geldi. Dolaptaki taze yufkayı gözüme kestirdim. Börek sarmak yerine yufkaya turta hamuru muamelesi yaptım. Böylece hem hamurda kullanılan tereyağından kaçınmış oldum, hem de alt katmanı incecik, neredeyse pide kalınlığında tutup karbonhidratı azalttım. Gibi! =) Fazla iddia etmek istemem, ne de olsa diyetisyen değilim, beslenme uzmanı değilim. Ben hamur işlerine bayılan, unsuz, şekersiz bir hayat düşünemeyen, sıradan bir insanım. Bu zevklerimi ilerleyen yıllarda da yaşayabilmek, bel kalınlığımı kontrol altında tutabilmek adına kendimce küçük önlemler almaya çalışıyorum. Porsiyonlarımı küçük tutarak istediğim lezzetlerden mahrum kalmıyor, yemeklerimde sebzeye ağırlık vermeye çalışıyorum. Zaman zaman bu sayfada yazdığım 'hafif, sağlıklı, kalorisi düşük' gibi sıfatlar lütfen yanlış anlaşılmasın. Genel kastettiğim, tariflerin olabildiğince hafifletilerek yapılmaya çalışılması. Asla bir diyet ya da rejim listesi maddesi yaratma iddasında değilim. Gerekli kısa açıklamamın ardından, cumartesi akşamına yemek niyetine yaptığım peynirli ıspanaklı yufka turtamın tarifine geçmek isterim. Yanında birkaç tavuk göğsünü baharatlarla soteleyip tabağın yanına koyarak öğünümüzdeki eksik kalabilecek proteini telafi etmeye çalıştım. Umarım deneyenler beğenir.

Malzemeler:
1,5 adet yufka
3 yumurta
3 yemek kaşığı yoğurt
1 avuç arpacık soğan
400 gr ıspanak (yani bir büyük demet)
1/2 kalıp beyaz peynir
Tuz, karabiber
1 tatlı kaşığı kuru fesleğen
1 çay kaşığı toz muskat
3-4 santim uzunluğunda dana sucuk
Üstüne rendelemek için kaşar peyniri
Zeytinyağı

Hazırlanışı:
1. Tarifimi iki kişilik yaptığım için küçük yuvarlak bir fırın kabını yağlamakla başladım. Fırınımı açıp 175 dereceye ısıttım. Arkasından bir yufkayı kenarlardan taşacak şekilde borcam kabıma güzelce yaydım ve üstüne yarım yufka parçamı kat kat dizdim. Her katın arasına incecik zeytinyağı serptim. Daha sonra yufkamın kenardan taşan bölümlerini de tabanı kalınlaştıracak şekilde düzgünce kabın en altına, katmanlar oluştukça hafif zeytinyağı sürerek serdim.
2. Yumurtalarımı çukur bir kaba kırıp hafifçe çırptım. Üstüne kabuklarını soyup ortadan ikiye kestiğim arpacık soğanları ekledim. Elinizde arpacık soğan yoksa yarım kuru soğan da kullanabilirsiniz. Soğan tadı çok yoğun olmaması için ben arpacık soğanı tercih ettim.
3. Üstüne sulanmış yoğurt, tuz, karabiber, fesleğen, muskat, yarım kalıp beyaz peyniri katıp çırpmaya devam ettim. Son olarak enikonu yıkanıp kabaca doğranmış ıspanaklarımı kattım ve şöyle bir karıştırdım.
4. Karışımı yufkalı tabanın üstüne döküp güzelce yaydım. Ispanağın pişerken sulanması hiç önemli değil, turtanın dibini de yumuşatacaktır. Eğer bunun olmasını istemiyor, tabanınızın çıtır kalmasını istiyorsanız, yufkaların üstüne bir avuç bulgur serpin. Hem tadı alınmayacak, hem de bulgur fazladan çıkan suyu emip şişecektir.
5. Bu noktada turtama küçük bir sürpriz saklamaya karar verdim. Eşim dana sucuk çok sevdiği için küçük bir parça sucuk kesip küp küp doğradım ve ıspanakların üstüne gelişigüzel yerleştirdim. Dilerseniz kurutulmuş domates de ekleyebilirsiniz. Son dakika aklıma geldiği ve evde bulunmadığı için koymadım ama eminim çok yakışırdı. ;)
6. Turtamın üstünü rendelenmiş kaşarla hafifçe kapladıktan sonra 175 derece fırına 45 dakikalığına bıraktım ve yükselen nefis kokular eşliğinde beklemeye başladım.
7. Bu güzel turtayı çay saatlerinde, branç davetlerinizde kullanabileceğiniz gibi eğer benim gibi pratik bir akşam yemeği yerine geçmek üzere pişiriyorsanız, yanına kolay bir salata, iki söğüş domates koyabilirsiniz. Turta pişerken dolaptan çıkardığım bir parça tavuk göğsünü bol baharat, bir tatlı kaşığı salça ve biraz sütle soteleyip yanına garnitür yaptım. Afiyet olsun!






Klasik Kolay Anne Keki: Bitter Çikolata ve Cevizle



Çocukluğumdan kalma anılarda annemin hep beyaz bir kek yaptığını hatırlarım. İçine mutlaka limon ya da portakal kabuğu rendelenmeli. Ya da karışım ikiye bölünüp yarısına kakao eklenerek iki renkli, mermersi kekler yapılmalı. İkincisi de muhakkak ortası delik kek kalıbında pişmeli. İşte ben bugün bu anıları canlandıran bir kek hazırladım.

Malzemeler:
3 yumurta
1 su bardağı ve 2 kaşık toz şeker
2,5 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 paket şekerli vanilin
1/2 su bardağı zeytinyağı
1 su bardağı süt
1 büyük paket bitter çikolata
1/2 bardak kadar kırılmış ceviz
Hazır çikolata sosu


Hazırlanışı:

1. Yumurtaları güzelce çırpıp şekeri de katarak birlikte mikserde köpürtene kadar karıştırıyoruz.

2. Un, süt, yağ, kabartma tozu, vanilini katıp yumuşak ve akışkan bir kek hamuru haline getiriyoruz.

3. Çikolatayı kabaca kırdım, yanına bence en güzel yakışan cevizden koydum ve kek hamuruna karıştırdım. Ceviz yerine fındık, çikolata yerine kakao, badem, kuru üzüm, fıstık, hepsi konabilir.


4. Ortası delik kek kalıbını hafifçe yağladıktan sonra karışımı döktüm ve 175 derece fırında 45 dakika pişirdim. Soğuduktan sonra üstüne hazır çikolata sosu gezdirip süsledim.

Peksimetle Domates Salatası: Bir Girit Keşfi


Girit'te en ünlü salata, en sevilen meze, kahvaltı etmeyenlere kurtarıcı, doyurucu, hafif, domates peynir ve zeytin üçlüsünün mükemmel birleşimini kekikle taçlandıran, yaz akşamlarının hafif atıştırmalığı, ağız sulandıran bir tarif: Asıl ismiyle Koukouvakia ya da altına konulan fırında kurutulmuş çavdar ekmeklerinden adını alan Dakos. Girit'e has oluşu, bu mezeyi/salatayı bizim için daha da vazgeçilmez kılıyor. Büyük ihtimal, Yunanistan'ın başka bir yerine gidip Koukouvakia ya da Dakos sorarsanız, anlamadan yüzünüze bakacaklardır. Uzun zamandır bu tarifi İstanbul'da nasıl uygularım, ne yaparım diye düşünüyordum. Altında kullanılan gerçek dakos eşsiz bir ekmek, yoğun ve çok tahıllı olduğundan çok doyurucu. Şu resimde görülen tabak iki ya da üç kişi tarafından paylaşıldığında neredeyse başka şey yemeye yer kalmıyor. Kalori bakımından çok düşük olduğunu düşünüyorum, uzman değilim ama yarısının domatesten oluştuğunu göz önüne alıyorum. Daha da diyet yapmak isterseniz, yağsız peynir kullanabilirsiniz, zaten üstüne cömertçe sızma zeytinyağı dökülüyor. Etimekle asla güzel olmuyor çünkü Etimek'ler fazla yumuşak, domates suyunu çeker çekmez eriyor. Galete kadar sert ve kuru bir şey bulmak lazım; aklıma peksimet geliyor. Veya daha iyisi, evde kendiniz, kalın ve yoğun bir köy ekmeği alıp iki üç santim kalınlığında dilimler kesip fırında kurutursanız, en iyi sonucu alabilirsiniz.

Malzemeler:
Peksimet ya da kurutulmuş, kızarmış esmer ekmek dilimleri
2 büyük sulu domates
Büyük bir dilim beyaz peynir (Ezine peyniri en ideali)
8-10 adet siyah zeytin
2 tatlı kaşığı kekik
Bolca sızma zeytinyağı

Hazırlanışı:
1. Mevsiminde alınmış kırmızı ve sulu domatesle elde rendeliyoruz. Elde yapmanın amacı, suyunun daha çok çıkması ve rondodakinden daha etli kalması.
2. Kızarmış ekmekler ya da peksimetler hafif çukur ya da kenarı yüksek düz bir servis tabağına dizilir. Üstüne rendelendikçe çıkan domates suyu yavaşça dökülür. Ardından tüm domatesler ekmekleri kaplayacak şekilde yayılır.
3. Üstüne elimizle beyaz peynir ufalıyoruz. Hepsinin de üstüne bolca ve dipte birikecek kadar zeytinyağı. Zeytinyağı domatesin suyuyla birlikte ekmek tarafından emilmeli, ama kenarlarında ya da tam ortasında incecik kıtır bir bölüm de kalmalı.
4. Peynirin üstünü dilediğimiz sayıda yıkanmış siyah zeytin ekledikten sonra bolca kekik ya da oregano (yabani mercanköşk) ile süslüyoruz.
5. Yaz akşamlarında ya da kahvaltınızda vazgeçemeyeceğiniz bu lezzetin tadını çıkarın.

 Girit'teki arkadaşlarımız Manthos ve Artemis'in bize hazırladığı öğlen yemeğindeki Koukouvakia. Gerçek Kalamata zeytinle dolu, kıpkırmızı domates ve suyunu tutması için kenarı kapalı bir kase. Ah, yaz günleri!

 Giritliler, dünyanın ikinci en uzun ömürlü insanları. Bu resimde sırlarını görebiliriz: Taze domates, kekik, taze sızma zeytinyağı, ev şarabı, temiz hava, deniz ve hafif yemek. 
Girit'te bir köy tavernasında yediğimiz, küçük bir domates tepeciği oluşturmuş, bol zeytinyağlı Dakos.

Bu da benim İstanbul'daki balkonumuzda yaptığım Koukouvakia.